Şeker Hastalığı Tedavisinde Kök Hücre Başarısı

Chicago Northwestern Üniversitesi Tıp Fakültesinden Dr. Richard Burt, “Tip 1 şeker hastalığı tedavisinin tarihinde ilk kez hastalar hiçbir tedavi görmeden, hiçbir ilaç kullanmadan normal kan şekeri düzeyine sahip olarak yaşadı” dedi. Brezilya nın Sao Paulo Üniversitesi nde yapılan araştırmada hastalara, kendi kanlarından elde edilen kök hücreler nakledildi. 15 kişi ile başlanan riskli deneyde hiçbir hasta ölmedi ve hayatlarını tehdit eden kalıcı bir yan etkiyle karşılaşmadı, ancak yöntem 2 hastada işe yaramadı. Tip 1 şeker hastalığı, vücudun parkreastaki insülin üreten hücreleri öldürmesi ile başlayan bir bağışıklık sistemi hastalığı. İnsülin tedavisi kan şekeri seviyesini düzenlemek için kullanılıyor.

Pankreasa saldırıyı durdurmak için

Dr. Burt, kök hücre naklinin, vücudun bağışıklık sisteminin pankreasa saldırmasını durdurmak için kullanıldığını belirtti. Araştırmaya katılan hastaların kan örneklerinden yeni kök hücreler üretildikten sonra, hastalara birkaç günlük yüksek dozlu kemoterapi uygulandı. Kemoterapi vücudun bağışıklık sistemini neredeyse tamamen etkisiz hale getirdi ve hastaların bağışıklık sisteminin, vücudunda kalan az sayıdaki insülin üreten hücreleri yok etmesi durduruldu.Bu işlemden sonra hastaya nakledilen yeni kök hücreler yeni bir sağlıklı bağışıklık sistemi oluşturuyor. Sağlıklı bağışıklık sistemi ise, artık insülin üreten hücrelere saldırmıyor.

Hastalığın ilk aşamasında uygulanmalı

Yöntemin başarılı olması için hastalığın ilk aşamalarında uygulanması gerektiği belirtildi. Hastaların hepsinin yeni şeker hastaları olduğu, insülin üreten hücrelerinin tamamen yok olmadığını belirten Burt, “zamanlama önemli, eğer uzun süre beklerseniz, vücudun kendisini tamir etme imkanı yok olmuş olur” dedi.Araştırmaya katılan hastalar 3 hafta kadar hastaneye kaldırıldı. Hastaların çoğu mide bulantısı, kusma ve saç dökülmesi gibi belirtiler gösterdi, bir hasta da zatürre oldu. Doktorların bir hastada yöntem başarısız olunca ilaç kürünü değiştirdikleri ve bu hastanın eskisinden daha fazla insülin kullanmaya başladığı, ikinci bir hastanın durumunun da eskisinden daha kötüye gittiği kaydedildi. Araştırmayı yapan ekipten Sao Paulo Üniversitesi nden Dr. Julio Voltarelli, geri kalan 13 hastanın, araştırmadan sonra “insülin almadan normal yaşamlarına devam ettiklerini” söyledi. Hastaların araştırmaya değişik zamanlarda alındıkları için insülin kullanmadan yaşamlarına devam edebildikleri sürelerin de değiştiği belirtildi. Araştırma, Brezilya Sağlık Bakanlığı, Genzyme Şirketi ve kan şekeri ölçme cihazları üreten bir şirket tarafından finanse edildi. Araştırmanın sonuçları Amerikan Tıp Derneği Dergisi nde (Journal of the American Medical Association) yayımlandı.

Miami Üniversitesi Diyabet Araştırmaları Enstitüsü nden Dr. Jay Skyler ise, araştırmanın yayımlandığı sayıdaki başyazısında “sonuçları çok heyecan verici ve şeker hastalığı alanında çok ümit verici bir dönüm noktası” olarak niteledi. Ancak bu yöntemin henüz tedavi olarak kabul edilemeyeceği, kök hücre naklinin Tip 1 şeker hastaları için standart tedavi yöntemi haline gelebilmesi için, daha büyük hasta grupları ile ve daha ayrıntılı deneyler yapılması gerektiği belirtildi. Boston daki Joslin Diyabet Merkezi nden Dr. Gordon Weir de sonuçları “etkileyici bulmakla” beraber, bu yöntemin işe yaradığını ve güvenli olduğunu söylemek için çok erken olduğunu belirterek, “insanlara bunun bir tedavi olduğunu söylemek için gerçekten çok erken” dedi. Kök hücre naklinin zararlarının, bu tür deneylere çocukların dahil edilip edilemeyeceği konusunda da şüpheler yarattığı belirtildi.

İlgilenenler için araştırmaya ait erişim bilgileri ve özeti aşağıdadır:

Autologous nonmyeloablative hematopoietic stem cell transplantation in newly diagnosed type 1 diabetes mellitus.

JAMA. 2007 Apr 11;297(14):1568-76.

Voltarelli JC, Couri CE, Stracieri AB, Oliveira MC, Moraes DA, Pieroni F, Coutinho M, Malmegrim KC, Foss-Freitas MC, Simoes BP, Foss MC, Squiers E, Burt RK.

Department of Clinical Medicine, School of Medicine of Ribeirao Preto, University of Sao Paulo, Ribeirao Preto, Brazil.

CONTEXT: Type 1 diabetes mellitus (DM) results from a cell-mediated autoimmune attack against pancreatic beta cells. Previous animal and clinical studies suggest that moderate immunosuppression in newly diagnosed type 1 DM can prevent further loss of insulin production and can reduce insulin needs. OBJECTIVE: To determine the safety and metabolic effects of high-dose immunosuppression followed by autologous nonmyeloablative hematopoietic stem cell transplantation (AHST) in newly diagnosed type 1 DM. DESIGN, SETTING, AND PARTICIPANTS: A prospective phase 1/2 study of 15 patients with type 1 DM (aged 14-31 years) diagnosed within the previous 6 weeks by clinical findings and hyperglycemia and confirmed with positive antibodies against glutamic acid decarboxylase. Enrollment was November 2003-July 2006 with observation until February 2007 at the Bone Marrow Transplantation Unit of the School of Medicine of Ribeirao Preto, Ribeirao Preto, Brazil. Patients with previous diabetic ketoacidosis were excluded after the first patient with diabetic ketoacidosis failed to benefit from AHST. Hematopoietic stem cells were mobilized with cyclophosphamide (2.0 g/m2) and granulocyte colony-stimulating factor (10 microg/kg per day) and then collected from peripheral blood by leukapheresis and cryopreserved. The cells were injected intravenously after conditioning with cyclophosphamide (200 mg/kg) and rabbit antithymocyte globulin (4.5 mg/kg). MAIN OUTCOME MEASURES: Morbidity and mortality from transplantation and temporal changes in exogenous insulin requirements (daily dose and duration of usage). Secondary end points: serum levels of hemoglobin A1c, C-peptide levels during the mixed-meal tolerance test, and anti-glutamic acid decarboxylase antibody titers measured before and at different times following AHST. RESULTS: During a 7- to 36-month follow-up (mean 18.8), 14 patients became insulin-free (1 for 35 months, 4 for at least 21 months, 7 for at least 6 months; and 2 with late response were insulin-free for 1 and 5 months, respectively). Among those, 1 patient resumed insulin use 1 year after AHST. At 6 months after AHST, mean total area under the C-peptide response curve was significantly greater than the pretreatment values, and at 12 and 24 months it did not change. Anti-glutamic acid decarboxylase antibody levels decreased after 6 months and stabilized at 12 and 24 months. Serum levels of hemoglobin A(1c) were maintained at less than 7% in 13 of 14 patients. The only acute severe adverse effect was culture-negative bilateral pneumonia in 1 patient and late endocrine dysfunction (hypothyroidism or hypogonadism) in 2 others. There was no mortality. CONCLUSIONS: High-dose immunosuppression and AHST were performed with acceptable toxicity in a small number of patients with newly diagnosed type 1 DM. With AHST, beta cell function was increased in all but 1 patient and induced prolonged insulin independence in the majority of the patients. TRIAL REGISTRATION: clinicaltrials.gov Identifier: NCT00442494.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Next Post

Avrupada İlk Sıradayız

Sal Oca 7 , 2020
Avrupa’da yapılan bir araştırmada çarpıcı sonuçlar elde edildi. Ne yazık ki sonuçlar çok da iç açıcı değil. 22 Avrupa ülkesinde CVD’ye yakalanma sıklığının araştırıldığı Euroaspire III adlı çalışmada ölümcül kalp krizine Avrupada birinci sıradayız. Türkiye’de 10 kişiden 4’ü hasta! CAUFORNIA Ceviz Komisyonu tarafından gündeme taşınan rapora göre; Türkiye’de her on […]
Avrupada İlk Sıradayız

Sağlık Gündeminde Ne Var?

Recent Post