Bebeklikten erişkinliğe çok geniş bir yaş aralığında görülebilen, cilt kuruluğu ve şiddetli kaşıntı ile kendini gösteren Atopik Dermatit, aslında oldukça sık rastlanan kronik bir deri hastalığı. Günlerce süren kaşıntı ve uyku düzeninde bozukluk nedeniyle hayat kalitesini oldukça olumsuz etkileyebiliyor.
14 Eylül Atopik Dermatit Günü sebebiyle, Dermatoimmünoloji ve Alerji Derneği ile Alerji ile Yaşam Derneği, ülkemizde bu konudaki farkındalığı arttırmak amaçlı Sanofi Genzyme’ın koşulsuz desteğiyle bir basın toplantısı düzenleyerek hastalık hakkında bilgi verdi.
KONTROL ALTINA ALINABİLİR
Dermatoimmünoloji ve Alerji Derneği Başkanı Prof. Dr. Nilgün Atakan, Atopik Dermatit ile her egzamanın aynı şey olmadığına dikkat çekerek şu bilgileri verdi:
“Atopik Dermatit, her yaşta ancak özelikle çocukluk döneminde sık görülen, kronik, uzun soluklu, tekrarlayan çok kaşıntılı bir deri hastalığı. Gelişmiş toplumlarda görülme sıklığı her geçen gün artan Atopik Dermatit, şiddetli kaşıntının eşlik ettiği yaygın egzamatize, kaşıntı izleri ve belirgin bir deri kuruluğu ile seyreden ve özellikle belirtmek isterim ki bulaşıcı olmayan bir hastalık.
Etkilenen bölgeler ise yaşlara göre farklılık gösteriyor. Bebeklerde daha çok yüzde, yanaklarda, kulak arkalarında, boyunda, çocuklarda yüzün yanı sıra kol ve bacaklarda, bileklerde el ve ayakların dış kısımlarında görülüyor. Yetişkinlerde ise daha çok yüz, ense, boyun, sırt ile el ve ayaklarda rastlanıyor. Şiddetli kaşıntının eşlik ettiği bu ekzamatize bölgelerde de kolayca enfeksiyonlar gelişebiliyor.”
Dermatoimmünoloji ve Alerji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Başak Yalçın da konuşmasında Atopik Dermatit’in kişinin hem kendi hem de ailesinin sosyal hayatını önemli oranda etkileyen bir hastalık olduğundan bahsetti ve şunları söyledi:
“Bu hastalık; kronik, tekrarlayan ve zaman zaman da çok şiddetli ataklarla seyredebilen bir hastalıktır. Hastalardaki şiddetli kaşıntı, ciddi uyku ve konsantrasyon problemlerine neden olmakta, kişinin hem sosyal hayatını hem de iş ve okul performansını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle bu hastalara en kısa sürede tanı konup uygun tedavinin başlanması gerekmektedir. Böylece hastalık önemli oranda kontrol altına alınmış olur ve hastaların normal bir yaşam sürdürmeleri sağlanır”.
BİLİMSEL OLMAYAN ÇÖZÜMLERE DİKKAT!
Toplantıda konuşan Dernek Başkanı Özlem Ceylan da en büyük sıkıntının hastanın tanıya erişiminde olduğunu belirtti ve şu bilgileri verdi:
“Aslında ilk belirtileri gördüğümüzde uzmana başvurup tedaviye başlasak ciltte yaralar şeklinde deformasyon belki de hiç oluşmayacak. Biz tedavinin hemen, çok ani sonuç vermesini bekliyoruz ve tedavi süresi beklenenden uzun sürünce sağlık sistemine olan güvenimizi yitiriyoruz. Oysa Atopik Dermatit gibi kronik hastalıklarda tedavinin uzun sürebileceğini kabul etmemiz ve kontrolleri aksatmamamız tedavi başarısını önemli oranda etkiliyor.”
İnternette rastlanılan ve yüzde 100 çözüm diye lanse edilen ve bilimsel olmayan ürün ve tedavilere itibar edilmemesi gerektiğinin de altını çizen Ceylan, sözlerine şöyle bitirdi:
“Toplum olarak sağlık okuryazarlığımızın yeterli olmaması nedeniyle hastalar bazen umut peşinde bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmamış yöntemlere kanabiliyor. Bu durum hastaların maddi, manevi zarar görmesine neden olabiliyor. O yüzden ailelerin bu konuda da bilinçli olması çok önemli. Zamanında doğru tanı ve doğru tedavi ile bu hastaların yaşam kalitesini yükseltmek mümkün.”
ATOPİK DERMATİT HAKKINDA BİLMENİZ GEREKENLER
• Atopik Dermatit’in çocuklarda görülme sıklığı ortalama yüzde 20-25. Çocukluk çağında görülen hastalığın yüzde 20-30’u yetişkinlikte de devam ediyor. Hastalık 5-6 aylık bebeklik döneminden itibaren ve yüzde 85’i 5 yaşından önce görülmekte.
*Dünya genelinde erişkinlerin yüzde 2 ila 10’u Atopik Dermatit’den etkilenmekte ve erişkin hastaların yüzde 10’unda bu hastalık şiddetli seyrediyor.
* Orta ila şiddetli Atopik Dermatit hastalarının yüzde 60’ından fazlasında kaşıntı, günde 12 saatten fazla sürüyor.
*Atopik dermatit hastalarının yüzde 46’sı kaşıntılarının, iş hayatlarını “sıklıkla” veya “her zaman” etkilediğini söylüyor.
*Erişkin Atopik Dermatit hastalarının yüzde 68’i uyku problemi yaşıyor. Hastaların yüzde 55’i haftada 5 geceden fazla uyku bölünmesi yaşıyor. Şiddetli Atopik Dermatitli çocuklar yılda en az 168 gün uyku kaybı yaşıyor.
*Atopik Dermatitli erişkinlerin yüzde 50’si görünümlerinden dolayı sosyal etkileşimlerden kaçınıyor ve yüzde 50’sinde depresyon ve/veya anksiyete görülüyor.
*Atopik Dermatitli 14 yaş altı her 4 çocuktan 1’i, 14-17 yaş grubundaki her 10 çocuktan 4’ü hastalığı nedeniyle çevresinden fiziki veya psikolojik açıdan olumsuz etkilenmeye maruz kalıyor.
*Orta ve şiddetli Atopik Dermatit hastalarının yüzde 72’sinde astım, alerjik rinit gibi eşlik eden alerjik hastalıklar bulunuyor.