Günümüzde diyabet, halk arasında daha yaygın adıyla bilinen şeker hastalığı, kan şekeri yüksekliği sonucu oluşan, birçok organ tutulumuna neden olan ilerleyici bir hastalıktır.
Toplumların en önemli sağlık sorunlarından biri olan diyabette yeni tedavi yaklaşımları ve geliştirilen ilaçlar sayesinde ölümcül olan akut komplikasyonlarına günümüzde daha az rastlanmaktadır. Fakat özellikle uzun dönemde gelişen komplikasyonlar sıklıkla hayatı kısıtlayacak düzeyde olabilmektedir.
Diyabetten etkilenen organa göre farklı bulgular gözlenmekte, el ve ayaklarda nöropati, böbreklerde nefropati, gözlerde retinopati ve diyabetik ayak gelişebilmektedir. Özellikle diyabetik ayak, hastaların hastaneye başvurma nedenlerinin yüzde 20’sini oluşturmaktadır. Buna ek olarak, ampütasyon ameliyatlarının yüzde 50-70’ini diyabetli hastalar oluşturmaktadır. Eğer bir diyabet hastası organ kaybı yaşadıysa, ikinci bir ameliyat riski iki yıl içerisinde yüzde 50 olabilmektedir. Diyabet hastalarının yüzde 70’inde ayak sorunları gelişmekte ve diyabetik ayak yaraları ortaya çıkmaktadır.
Diyabetik Ayak Belirtileri Nelerdir?
Diyabet hastalarında ilk belirti ayak yaraları olabilir. Ayak yaralarının oluşumuna yol açan başlıca nedenler ise; kontrolsüz şeker kullanımı, kontrolsüz / biliçsiz diyet, damar tıkanıklığı ve darlığı (diyabetik vaskülopati), sinir hasarı (diyabetik nöropati), ayak hijyen koşullarının yeterli düzeyde sağlanmamasıdır. Aynı zamanda bacaklarda ağrı da yaşanabilir ve bu ağrının en önemli nedeni damar darlık ve tıkanıkları ile yürüme sırasında baldır kaslarına ihtiyaç duyulan kanın gönderilememesidir. Bu durum başlangıçta belirti vermeyebilir fakat damarlarda daralma ve tıkanıklıklar arttıkça bacaklarda ağrı kendini hissettirir. Bu ağrı zaman içerisinde şiddetlenebilir ve kişi, yürüyüşü sırasında durup dinlenmek zorunda kalabilir. İlk başlarda ağrı dinlenmekle geçebilir fakat önlem alınmazsa ileri dönemde istirahat sırasında da ortaya çıkabilir. Bu belirtiler dışında bacaklarda soğukluk, üşüme hissi, renk değişikliği, tüylerin dökülmesi ve ileri dönemlerde iyileşmeyen yaralar ve ülserler ortaya çıkabilir.
Diyabetik Ayak Nasıl Teşhis Edilir?
Hastanın muayenesinde nabızlar alınamadığı zaman ilk tanı yöntemi Doppler ultrasonografidir. Bununla sorun saptandıktan sonra tedavi öncesi planlama için anjiyografi (damarların görüntülenmesi) yapılır. Bu teknik bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans (MR) ya da kateter anjiyografi ile yapılabilir. Kateter anjiyografi ile teşhis önemli oranda konulabilirken günümüzde BT ya da MR anjiyografide de yüksek doğrulukla tanı konabilmektedir.
Diyabetik Ayak Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Diyabetik ayak tedavisinde multidisipliner bir çalışma söz konusudur. Hasta, diyabet ayak şikayeti ile başvurduğunda, hastada ülser ve gangrenöz yara varsa öncelikle tıbbi tedaviye (antibiyotik, kan sulandırıcı ilaçlar, kan şekeri düzenlenmesi) başlanır. Aynı zamanda ortopedi birimi tarafından acil debridman gerekiyor ise işlem gerçekleştirilir. Bu işlemlerin devamında da aynı gün ya da bir gün sonrasında damar darlık ve tıkanıklığının tedavisine başlanır.
Girişimsel radyolojide damar darlık ve tıkanıklıkları, direkt damar yolu ile girilerek tedavi edilir. Temel tedavi yönteminde amaç, balon ya da stent ile darlık veya tıkanıklığın giderilmesidir. Girişimsel radyoloji yöntemleri ile yapılan direkt ciltten (perkütan) balon ve stent tedavilerinin cerrahi yöntemlere göre avantajları;
- Hastanede kalış süresinin kısa olması
- Geniş ameliyat kesisi oluşturulmaması
- Anestezi-narkoz gerektirmemesi
- Komplikasyon gelişme riskinin daha az olmasıdır.
Yeni teknoloji ürünü trombektomi ve aterektomi sistemleri ile damar tıkanıklıklarına yol açan trombüs ve aterom plakları da temizlenebilmektedir. Stent ya da balon uygulanamayan uzun mesafeli darlık ve tıkanıklıklarda ise damar cerrahisi tarafından bypass ameliyatları uygulanmakta ve yararlı sonuçlar elde edilmektedir. Buradaki önemli konu, tedavi planlanırken mutlaka kombine tedavi yöntemlerinin uygulanmasıdır. Bu kapsamda damar tedavileri ile birlikte kan şekerinin düzenlenmesi, diyetin düzenlenmesi, ayaktaki yaralara yönelik antibiyotik tedavisi ve pansuman uygulanması, ayakta gangrenöz yaralara yönelik debridman yapılması, hiperbarik oksijen tedavisi ve destekleyici tedavi yöntemleri ile multidisipliner bir uygulama yapılmalıdır.
Tedavi sonrasındak genell durumu değerlendirdiğimizde, tedavi uygulanan hastalarda doku ve organ kaybı oranları yüzde 15’ in altına düşmektedir. Tedavi işlemini izleyen ilk 6 ay içinde tedavi yapılan damarda yüzde 5 ile 50 oranında tekrar daralma gelişebilmektedir. Burada tedavi etkinliğini belirleyen bazı unsurlar vardır. Tedavi uygulanan damarın yapısı, tedavi öncesi darlık ya da tıkanıklığın derecesi, şeker kontrolü, tedavi tekniği ile hastanın genel durumu ve alışkanlıkları gibi faktörler tedavi etkinliği üzerinde oldukça önemlidir. Tedavi edilmeyen hastalarda ise doku ya da organ kayıpları gelişebilmekte, hastalar ayaklarını kaybedebilmektedir. Bunun yanı sıra yaşamı tehdit eden riskler de ortaya çıkabilmektedir.
Diyabetik Ayak Ünitesi
Diyabetik ayak teşhis ve tedavi süreci ayak kaybının önlenmesi yönünden son derece kritiktir. Sürecin yavaş ilerlemesi ve tedavinin gecikmesi durumunda doku kayıpları kaçınılmazdır. Bu gecikmenin önlenmesi amacıyla Bahçeşehir Üniversite Hastanesi Medical Park Göztepe Hastanesi’nde Diyabetik Ayak Ünitesi açılmıştır.
Diyabetik Ayak Ünitesi organizasyon şemasında alanında uzman hekimler hızlı teşhis ve tedavi için tam koordinasyon içerisinde birlikte çalışmaktadır.
Diyabetik Ayak Ünitesinin İşleyişi Nasıldır?
• İlk başvuru sırasında Ortopedi Uzmanı, ayağında yara ve ağrısı olan diyabetik hastalara ilk muayenesini yapar ve acil debridman gereken hastalara müdahalesini gerçekleştirir. Aynı zamanda hastanın gereken tüm kan testleri alınır.
• Kan testleri çıktıktan sonra Endokrinoloji Uzmanı tarafından hastanın kan testleri değerlendirilir, gereken şeker düzenlemesi ve ilave tıbbi tedavilere başlanır.
• Girişimsel Radyoloji Uzmanı, hastanın ayak damarlarını Doppler ultrasonografi ile değerlendirdikten sonra MR ya da BT anjiyografi ile tedavi planlanmasını yapar. Bacak damar darlık ve tıkanıklıklarında balon, stent veya damar traşlaması uygular.
• Kalp Damar Cerrahı, bacak damar darlık ve tıkanıklığı bulunan hastalarda gereğinde nativ ya da greft ile bypass ameliyatı yapar.
• Damar darlık ve tıkanıklığı sorunu çözülen hastalar, olası ortopedik girişimler ve tıbbi tedavi takipleri yönünden yeniden Diyabetik Ayak Ünitesine yönlendirilirler.
• Diyabetik Ayak Ünitesi takibi kısa bir süreci kapsamaz, uzun dönemde düzenli olarak yapılması gerekir.
DİYABETİK AYAKTAN KORUNMA
Tedavi sonrası hastalığın tekrarlamasını önlemek ve / veya diyabetik ayak gelişiminden korunmak için;
• Kan şekeri takibi düzenli bir şekilde yapılmalı ve ilaçlar aksatmadan kullanılmalıdır.
• Belirlenen diyete uyulmalı ve düzenli yemek alışkanlığı kazanılmalıdır.
• Tütün, tütün ürünleri ve alkolden kesinlikle uzak durulmalıdır.
• Günde en az sekiz bin adım olacak şekilde yürüyüşler yapılmalıdır.
• Ayak hijyenine dikkat edilmesi ve her gün ayakların yıkanarak temiz çorap giyilmesi çok önemlidir.
• Ayakkabı seçimine dikkat edilmeli, diyabet hastalarına yönelik ayakkabı ve çorapların kullanılmasına özen gösterilmelidir.
• Çıplak ayakla dolaşılmaması da diyabetik ayaktan korunma konusunda önemli bir faktördür