Şeker Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Aşağıdaki başlıklar halinde verdiğimiz şeker hastalığı belirtilerinden biri ya da bir kaçını gözlemliyorsanız bir doktora başvurmanızı öneriyoruz.

SIK İDRARA ÇIKMA

Normalde böbreklerimiz kan şekeri düzeyi belli bir seviyeye gelinceye kadar bunu filtreleyip tutar. Ancak, kandaki glikoz düzeyi 160 mg/dl’yi geçtiğinde, glikoz idrara geçmeye başlar. Kandaki şeker miktarı daha da yükselirse, böbrekler kandaki şeker miktarını azaltmaya çalıştığı için su atılımını artırırlar. Böbreklerden çok fazla idrar atıldığı için, diyabeti olan kişilerde idrar hacmi artar (sık ve çok miktarda idrar çıkarma).

Çok fazla idrara çıktığınızı ve bunun için mantıklı bir neden olmadığını ve özellikle de gecede birden fazla tuvalete kalktığınızı fark ederseniz, doktora gitme zamanı gelmiş demektir.

AŞIRI SUSAMA

Aşırı ve yoğunluğu artmış idrar çıkarma aşırı susamaya neden olur.

Bu kadar idrara çıkınca, vücudun dehidrate (sıvı kaybı) olması kaçınılmazdır. İşin kötüsü diyabeti olduğunu bilmeyen kişiler, susuzluklarını şeker içeren soda, meyve suyu gibi kan şekerini artıracak içeceklerle gidermeye çalışırlar!

BEKLENMEDİK KİLO KAYBI VE AÇLIK HİSSETME

İdrarla aşırı kalori atıldığı için kişi kilo kaybedebilir. Buna ilaveten, kan şekerinin kontrolsüz yüksekliği keton cisimcikleri adı verilen ve özellikle yağ moleküllerinin yıkımı ile ortaya çıkan maddeler nedeniyle kas yıkımı yaşarlar. Bu durumu telafi etme ihtiyacı ile kişi genellikle açlık hisseder. Sersemlik, halsizlik, bulantı, egzersize tahammülün azalması gibi diğer belirtiler de görülebilir.

Açıklanamayan kilo kaybı pek çok neden yüzünden ortaya çıkabilir ve diyabet bu nedenlerden birisidir. Kilo kaybı kimi zaman 5 – 10 kilo arasında olabilmektedir. Genellikle altı ay içinde isteminiz dışında vücut ağırlığınızın yüzde 5 ile 10’u arasında kilo kaybı yaşadıysanız doktora görünmelisiniz.

BULANIK GÖRME

Kandaki glikoz seviyesi çok yüksek ise vücudun tüm dokularından su çekilir. Bu işlem göz merceğinde de gerçekleşir. Bu sebeple bakılan objelere odaklanılması güçleşir, bulanık ve puslu bir görme ortaya çıkar.

Kandaki aşırı şeker gözlerdeki kılcal damarlara hasar verir bu da görmede bulanıklığa yol açar. Diyabet hastası bir kişi tedavi olmazsa kan damarlarındaki bu hasar daha da ciddileşebilir ve kalıcı görme kaybına kadar götürür.

DİYABETİK KETOASİDOZ

Tip 1 diyabeti olan kişilerde insülin üreten pankreas hücrelerinin yüzde 90’ından fazlası kalıcı olarak kaybedilmiştir. Belirtiler genellikle ani ve dikkat çekici şekilde başlar. Diyabetik ketoasidoz denilen durum hızla gelişebilir. İnsülin olmadığından birçok hücre kandaki glikozu kullanamaz. Ne var ki, hücrelerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için enerjiye ihtiyaçları vardır ve şeker kullanılamadığında enerji elde etmek için yedek mekanizmalar harekete geçirilir. Bu amaçla yağ hücreleri yıkılır ve keton cisimleri oluşur. Ketonlar hücrelere enerji sağlar; ancak kanın asitlik düzeyini de artırırlar. Bu duruma da ketoasidoz adı verilir.

Diyabetik ketoasidozun ilk belirtileri; aşırı susama ve aşırı idrar çıkarma, kilo kaybı, bulantı, kusma, halsizlik ve özellikle çocuklarda karın ağrısıdır. Solunumun derinliği ve hızı artar. Keton bileşikleri nefese de geçtiği için nefeste aseton kokusu ortaya çıkar. Tedavi edilmediğinde koma ve ölüm gelişebilir.

Tip 2 diyabette vücutta insülin üretimi vardır; ancak glikoz kontrolü için yeterli değildir ya da vücutta insüline karşı direnç gelişmiştir. Hastalar uzun yıllar tanı almayabilirler. Belirtiler hafif olup, zaman içinde yavaş bir şekilde ortaya çıkabilir. İdrar çıkışının ve susama hissinin artışı başlangıçta hafiftir. Yavaş bir şekilde belirginleşir.

KAN ŞEKERİNİN DÜŞTÜĞÜ DÖNEMLER

Diyabetin erken evrelerinde bazen kan şekerinin normalden daha düşük olduğu dönemler görülebildiği gibi; yanlış ilaç ve insülin tedavisinden kaynaklanan nedenlerle de ani kan şekeri düşmesi (hipoglisemi) görülebilir.

KETONLARA BAĞLI OLMAYAN AŞIRI KAN ŞEKERİ YÜKSEKLİĞİ

Tip 2 diyabette vücutta insülin var olduğu için uzun süre tedavi edilmediğinde bile genellikle ketoasidoz gelişmez. Öte yandan özellikle stres, enfeksiyon ya da ilaç kullanımı gibi bazı durumlarla karşılaşıldığında, kan şekeri aşırı düzeyde yükselebilir. Vücutta şiddetli su kaybı nedeniyle bilinç bulanıklığı, sersemlik ve nöbetler görülebilir. Genellikle bu aşamaya gelmeden tanı konmuş olur.

ENFEKSİYONLARA EĞİLİM

Diyabet çeşitli enfeksiyonlara eğilimi artırmaktadır.

Deri, derialtı dokular, kasa yayılan enfeksiyonlar görülebilir. Küçük yaralar ve ülserler, enfeksiyon nedeniyle daha karmaşık ve iyileşmesi zor bir duruma gelebilir. Özellikle ayakta görülen enfeksiyonlar önemlidir.

İdrar yolu enfeksiyonlarına da sık rastlanmaktadır. Bunların başında mesane iltihabı (sistit) gelmektedir. Böbrek iltihabının gelişmesi özellikle önem taşır; çünkü diyabet kontrolünü daha da zorlaştırabilir.

Kandaki şekerin yüksek oluşu, vajinada mantar enfeksiyonu için elverişli bir ortam yaratır. Şeker mantar için enerji kaynağıdır. Etrafta ne kadar çok şeker varsa mantar da o kadar artar. Birkaç ayda bir iki ya da üç mantar enfeksiyonu yaşıyorsanız ya da standart tedaviler işe yaradıysa doktora görünme zamanı gelmiş demektir. Kan şekeri kontrol altına alındıktan sonra mantar da ortadan kalkacaktır.

Mantar enfeksiyonu deride de görülebilir. Kuru cilt ya da zayıf dolaşıma bağlı olarak diyabetliler sık sık kaşıntı hissederler. Zayıf dolaşım nedeniyle bacaklar en çok kaşınan yerledir. Daha az banyo yaparak, nemlendirici bir sabun kullanarak ve yıkandıktan sonra losyon kullanarak kaşıntıyı azaltabilirsiniz.

KAŞINTILI DERİ

Kaşıntı, derinin kuru olmasına, mantar enfeksiyonuna ya da kan dolaşımındaki bir azalmaya bağlı olabilir. Dolayısıyla şeker hastalığı belirtilerinden biri sayılabilir.

NEFESİNİZ KÖTÜ KOKUYORSA

Diyabete bağlı dehidrasyon ağız kuruluğu yapar ve buna kötü bir koku eşlik eder. Üstelik, kuru bir ağız bakterilerin yeterince uzaklaştırılmamasına ve ağızdaki pH dengesinin bozulmasına yol açar.

SÜREKLİ AÇ HİSSETMEK

Sürekli açlık ya da susuzluk Tip 2 diyabetin erken işaretlerindendir. Diyabet hastası kişiler yedikleri yemeklerden yeterli enerji alamazlar. Sindirim sistemi besinleri glikoz adı verilen basit şekerle parçalar ve vücut bunları yakıt olarak kullanır. Diyabeti olan hastalarda kan dolaşımındaki bu glikoz vücut hücrelerine yeterince taşınamaz. Sonuç olarak Tip 2 diyabet hastası kişiler ne kadar süre önce yemek yemiş olurlarsa olsunlar sürekli açlık hissederler.

EL VE AYAKLARDA KARINCALANMA, UYUŞMA VE AĞRI

Tip 2 diyabet hastalarının yarısından fazlasında kollar, bacaklar, eller ve ayaklarda iğne batması gibi bir his yaratan ya da uyuşukluğa neden olan bir durum ortaya çıkar.

Yüksek kan şekeri seviyesi kan dolaşımını etkiler ve vücuttaki sinirlere zarar verir. Tip 2 diyabeti olan kişilerde bu el ve ayaklarda ağrı, karıncalanma ya da hissizliğe yol açar. Bu durum zamanla kötüleşir kişi diyabet hastalığını tedavi ettirmezse çok daha ciddi komplikasyonlara yol açar.

KESİK VE YARALARIN YAVAŞ İYİLEŞMESİ

Kandaki yüksek seviyede şeker vücuttaki sinirleri ve kan damarlarını tahrip eder bu da kan dolaşımında bozulmaya yol açar. Sonuç olarak küçük kesik ya da yaraların bile iyileşmesi haftalar hatta aylar sürebilir. Hassasiyetinizin azalması, daha kolay yaralanmanıza yol açar. Bir yerinizin kesildiğini fark etmezsiniz. Yaraların yavaş iyileşmesi enfeksiyon riskini de artırır. Kandaki yüksek şeker oranı bakterilerin üremesi için iyi bir ortam yaratır.

ÇOK YORGUN HİSSETMEK

Tip 2 diyabet kişinin enerji seviyelerini etkiler ve son derece yorgun ve bitkin hissetmesine neden olabilir. Bu yorgunluk kan dolaşımından vücut hücrelerine şeker iletiminin yetersiz olması sonucunda ortaya çıkar. Aşırı yorgunluk ve düşük enerji için diğer diyabet belirtilerinin yanı sıra başka iyi bir neden bulamıyorsanız kontrole gitmeniz iyi olacaktır.

CİLDİNİZDEKİ TUHAF KOYU LEKELER

Boyun, koltuk altı veya kasık kıvrımlarında koyu renkli cilt lekeleri de yüksek diyabet riskini gösterebilir. Bu lekeler çok yumuşak ve kadifemsi bir his verir.

Bu durum -çikolata kisti- Polikistik Over Sendromu (PCOS) olan kadınlarda daha sık görülür. PCOS olan kadınlar insülin konusunda daha fazla risk taşıyor. Cildinizde yeni koyu lekeler oluştuğunu fark ederseniz bunları doktora göstermelisiniz.

ADETTEN KESİLME

Tip 1 diyabette ergenliğin gecikmesi ve adet görememe durumları görülebilir. Tip 2 diyabette rastlanan insülin direnci de adet düzensizlikleri ile bağlantılıdır.

Prof. Dr. Alper Çelik

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Next Post

Masa Başı Çalışanlar Dikkat!

Pts Ara 5 , 2022
İş hayatında bilgisayar kullanımın artmasıyla bel ve boyun ağrılarında şikayetler arttı. Hareketin azalması yanlış oturuş ve duruşun tetiklediği rahatsızlıkların başında gelen boyun fıtığı son zamanlarda oldukça sorun haline geldi. Halk arasında boyun ve sırt ağrısında akla ilk “boyun fıtığı” olasılığı geldiğini söyleyen Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Kutay […]

Recent Post