Son günlerde kafamızı nereye çevirsek duyduğumuz, gördüğümüz bir kelime var: Kolajen. TV reklamlarından tutun da online mecralara kadar her yerde neden kolajen almamız gerektiği anlatılıyor. Daha çok kozmetik alanında gençleşme ve cilt sağlığı gibi vurgularla karşımıza çıksa da etkisi bundan çok daha fazla. O zaman gelin dillerden düşmeyen kolajen nedir ve kolajen içeren besinler nelerdir bakalım…
Kolajen nedir? Ne işe yarar?
Kolajen; kemik, kıkırdak, tendon, kas, bağ ve dokular ile cilt başta olmak üzere vücudun tamamında bulunan bir proteindir. Hatta vücudumuzdaki tüm proteinlerin üçte birini oluşturur. Kolajen kelimesinin kökeni bile aslında ne kadar önemli bir yapıtaşı olduğunu anlatmaya yeter: Yunanca ‘tutkal, yapıştırıcı’ anlamına gelen ‘kolla’ ifadesinden türetilen kolajen, bağ ve dokuları adeta bir yapıştırıcı gibi bir arada tutar.
Vücudumuzda 15 kadar farklı tipte kolajen molekülü vardır. Bunların dört tanesi ise hepsinin temelini oluşturur. En fazla görülen tür olan Tip 1 kolajen kemik, diş, kıkırdak ve bağ dokusunda bulunur. Tip 2 kolajen eklemleri destekleyen yumuşak kıkırdaklarda; Tip 3 kolajen ise kas, organ ve damar yapılarında yer alır. Tip 4 kolajen ise cilt katmanlarında bulunur. Kolajeni dışarıdan bir takviye olarak almak isteyenlerin doğru ürünü seçmesi bakımından içeriğindeki bu bilgilere dikkat etmesi gerekir.
Kolajen üretimi neden önemli?
Yaş almaya bağlı olarak vücutta kolajen üretimi azalır. Bu doğal bir süreçtir. Ancak beslenme alışkanlıkları (fazla şeker ve karbonhidrat tüketimi), aşırı stres, hava kirliliği, güneş ışığına uzun süre maruz kalmak, sigara kullanımı ve hareketsiz bir yaşam tarzı da kolajen üretimini etkiler ya da kolajenin yapısında bozulmalara neden olur.
Kolajen eksikliği eklem ağrıları, saç ve tırnaklarda kırılma; ciltte matlık, çizgi, kırışıklık ve sarkma; diş eti kanaması, aşırı selülit oluşumu, atardamarlarda plak oluşumu gibi bir dizi soruna yol açar. Dolayısıyla vücuda belli miktarda kolajen kazandırmak önemlidir. Bunun öncelikle doğal yollardan karşılanması önerilir, ancak yeterli gelmediği takdirde takviye olarak tüketilebilir. Bu da bizi şunu sormaya iter: Doğal yollardan kolajen almak için hangi besinleri tüketmeliyiz?
Kolajen içeren besinler nelerdir?
Beslenme listemize kolajenden yana zengin olan veya kolajen üretimini artıran besin öğelerini ekleyerek, boyundan büyük etkileri olan bu proteinin hızlı ve kolay bir şekilde çoğalmasına yardımcı olabiliriz.
Kemik suyu, sarımsak, yumurta (özellikle beyazı), balık, fasulye, koyu yeşil yapraklı sebzeler, C vitamini açısından zengin turunçgiller; çilek, ahududu, böğürtlen, karadut ve yaban mersini gibi kırmızı ve mor meyveler kolajen üretimini destekler.
Faydaları saymakla bitmeyen kuruyemişler bu konuda da devreye girer ve bize ihtiyacımız olan kolajeni sağlar. Örneğin ceviz, fındık, kaju, ay çekirdeği ve kabak çekirdeği gibi kuruyemişler vücudun kolajen oluşturma yeteneğini artıran çinko ve bakır açısından oldukça zengindir.