Perinatoloji Nedir? Perinatolog Kime Denir?
Yüksek riskli gebelik denince akla ilk gelen alanlardan biri olan Perinatoloji, hamilelik döneminde yaşanan olumsuzları teşhis eden ve buna uygun tedavi sürecini başlatan uzmanlık dalıdır. Bu dalın uzmanlarına ise perinatolog adı verilir. Perinatolog, bir Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanıdır. Bu alanda uzmanlığını aldıktan sonra üst ihtisas olarak da Perinatoloji yani Riskli Gebelik Uzmanlığı eğitimi alır.
Yüksek Riskli Gebelik Nedir?
Gebelik normal şartlarda yaklaşık 9 ay boyunca devam eder ve kişi doğal bir şekilde bebeğini dünyaya getirir. Fakat bu süreç her zaman problemsiz bir şekilde ilerlemez. Yüksek riskli gebelik, sadece bebeği değil aynı zamanda anneyi de etkiler. Yüksek riskli gebelik durumu bulunan kişilerin takip süreçleri normal hamilelik süreci ile aynı şekilde ilerlemez.
Bu tip durumlarda risk taşıyan kişinin kontrolleri kadın doğum uzmanları, dahiliye ve iç hastalıkları uzmanı, diyetisyen, çocuk doktoru, perinatolog ve yenidoğan bebek uzmanları tarafından yapılır. Yüksek riskli gebelerin takibinde perinatologlara oldukça önemli bir görev düşmektedir.
Perinatologlar, doğum öncesindeki ve doğum sonrasındaki ilk 1 aylık süreçte gebenin durumunu takip ederler ve gebeye gerekli muayeneleri yapıp test işlemlerini gerçekleştirirler. Perinatologlar aynı zamanda “riskli gebelik uzmanı” olarak da adlandırılırlar.
Riskli Gebelikler Nelerdir?
Hamilelik sürecin anne ve bebek açısından risk teşkil eden her durumu riskli gebelik kapsamında değerlendirmek mümkündür. Şayet anne adayı ve bebeği için olumsuz bir prognoz riski mevcutsa, bu durum mutlaka bir perinatoloji uzmanı tarafından dikkate alınmalıdır. İlgili uzmanın uygulayacağı adımlarla durum yakından takip edilmelidir.
Perinatoloji ve Yüksek Riskli Gebelikler Hangi Hastalara Bakar?
Perinatoloji ve yüksek riskli gebelikler bölümü; hamileliğin öncesinde, sonrasında ve lohusa döneminde bebeğin başına gelebilecek olumsuz durumların önüne erkenden geçmek adına erken tanı ve tedavi süreçlerini uygular. Perinatoloji, anne ve bebeğin sağlığını gözeten uzmanlık dalı olarak, gebelik dönemindeki risklere karşı gerekli önlemlerin alınmasını sağlar.
Riskli gebelik veya diğer adıyla yüksek riskli gebelik; hamileliğin erken dönemlerinde veya hamilelik sırasında ek bir hastalığı bulunan yahut yapılan taramalarda düşük riski ya da bebekte meydana gelebilecek herhangi bir sakatlık riski çıkan gebeliklerdir. Bu risklerin sınıflamasını ise şu şekilde yapabiliriz:
- Anne adayının halihazırda karşı karşıya olduğu riskler,
- Bir önceki hamilelik döneminden gelen riskler,
- Fetus ile ilgili meydana gelebilecek riskler,
- Mevcut hamilelik sürecinin getirdiği riskler,
- Doğum esnasında yaşanabilecek riskler.
Hamile bireyin bu süreçte başına gelebilecek normal dışı bir durum söz konusu olduğu takdirde, bu durum perinatoloji uzmanları tarafından erkenden teşhis edilebilir. Bununla beraber yapılacak rutin muayenelerle bu riskler minimuma indirgenir.
Yüksek Riskli Gebelik Nedenleri Nelerdir?
Yüksek riskli gebelikte en önemli risk faktörlerinden birisi gebe kalan kişinin yaşıdır. Annenin yaşı belli bir eşiğin altında düşünce veya bu eşiği aşınca gebelikte çeşitli olumsuzlukların görülme riski artar. Gebelik eğer 17 yaşının altında veya 35 yaşının üstünde gerçekleşiyorsa risk faktörü de artış göstermektedir. Kişi 40’lı yaşlarından sonra hamile kaldıysa düşük gibi olumsuz durumlara daha sık rastlanmaktadır.
Bunun yanında, gebe kişinin hamilelik sürecinden önce sahip olduğu hastalıklar da yüksek riskli gebelik için bir risk faktörüdür. Eğer kişide yüksek tansiyon, akciğer ve böbrek hastalıkları, çeşitli kalp hastalıkları, şeker (diyabet) hastalığı, bağışıklık sistemini etkileyen hastalıklar veya cinsel yolla bulaşan hastalıklar mevcutsa bu durum gebelik sürecine etki edebilir ve annede ya da doğacak olan bebekte çeşitli komplikasyonların oluşmasına sebep olabilir. Yüksek riskli gebeliğe sebep olabilecek bir diğer faktör ise annenin daha önceden düşük yapmasıdır.
Yüksek Riskli Gebelikte Anne Adayının Riskleri Nelerdir?
Eğer anne adayının yaşı 18 yaşından azsa veya 35 yaşından fazlaysa, bu durum çeşitli komplikasyonlara sebep olabilir. 18 yaşının altındayken doğum yapan kişilerde vücut hamileliğin ağır yükünü kaldıramayabilir. 35 yaşının üstündeki kişilerde ise kişide gebeliğe bağlı olarak yüksek tansiyon ve şeker hastalığı gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Bunlara ek olarak ileri yaşta gebelik bebekte genetik sorunların ortaya çıkma ihtimalini de arttırmaktadır.
Aşırı kilo sorunu olan gebelerde gebelik tansiyonu ve gebelik zehirlenmesi olarak bilinen preeklampsi hastalığının ortaya çıkma ihtimali artış gösterir. Aynı zamanda gebe kalan kişinin önceden sahip olduğu çeşitli kalp, akciğer, böbrek, karaciğer, otoimmün hastalıklar, yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve benzeri diğer hastalıklar gebelik sürecinde daha da ağırlaşabilir. Aynı zamanda gebelik sürecinde anne adayının geçirebileceği viral veya bakteriyel enfeksiyonlar da bir risk faktörüdür.
Zira hamilelikte anne adayının vücudu daha kırılgan ve savunmasız bir konumda olacağı için, bu tür enfeksiyonlar kişiyi normale kıyasla daha çok etkiler. Anne adayı, hamilelik öncesi süreçte doğum yaparken zorluk yaşamasına sebep olabilecek bazı ameliyatlar geçirdiyse bu durum da dikkate alınmalıdır. Çok kez sezaryen geçiren ve genital bölgesinde ameliyat yapılan kişiler bu gruba dahildir.
Yüksek Riskli Gebelikte Bebek İçin Ne Gibi Riskler Olabilir?
Gebelik sürecindeki asıl amaç bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişmesi ve annenin bu süreçte herhangi bir zarar görmemesidir. Öncelikle bebeğin doğum esnasındaki ağırlığının 4.5 kiloyu aşması, doğum esnasında istenmeyen bazı komplikasyonlara sebep olabilir. Kimi durumlarda ise bebek oldukça zayıf şekilde dünyaya gelebilir. Bu durum da oldukça büyük risk teşkil etmektedir ve hayati sonuçlara sebep olabilir.
Bu tür sorunların yaşanmaması için hamilelik sürecinde doğal yollarla anneden bebeğe kan ve besin akışının sorunsuz bir şekilde sağlanmış olması gerekir. Anne adayından bebeğe yeterli miktarda kan akımı sağlanamadıysa bebek yeterince oksijen alamaz ve böylelikle yeterince gelişemez. Aynı zamanda anne karnında bebeği sarmalayan sıvı bir yapı bulunmaktadır.
Bu sıvının miktarı normalde olması gerektiği gibidir. Fakat kimi riskli gebeliklerde bu sıvının miktarı olması gerektiğinden çok veya az olabilir. Bu durum da bebeğin gelişimine olumsuz yönde etki edebilir. Bunlara ek olarak, bebekte kromozomal, yapısal veya genetik hastalık bulunması o gebeliği yüksek riskli bir gebelik haline getirir.
Yüksek Riskli Gebeler Nasıl Takip Edilir?
Sağlıklı bir hamilelik sürecinin yaşanması için en garanti yol daha hamilelik süreci başlamadan anne adayı olmak isteyen kişinin doktor kontrolüne gitmesidir. Bunun için ilk olarak kadın doğum uzmanına, daha sonra ise kadın doğum uzmanının yönlendirmesiyle diğer alanlardaki doktorlara başvurulur. Bunun sebebi ise kişide yukarıda bahsedilen diğer hastalıkların olup olmadığını öğrenmektir. Eğer kişide bu tür hastalıklar varsa, bunların hamilelik sürecini ne denli etkileyebileceği üzerine anne adayına görüş bildirilir. Böylelikle kişi hamilelik süreci öncesi alacağı risklerin farkında olur ve daha bilinçli bir süreç izlenir.
Gebelik sürecinde ilk doktor ziyareti genellikle gebeliğin 6. haftasından itibaren başlar. Gebeliğin ilk 28 haftasında genellikle 4 hafta aralıkla kontrol yapılır. 28 ve 36 hafta aralığında ise anne adayının 2 haftada bir takip edilmesi yararlı olacaktır. Bunun arkasından gelen süreçte ise anne adayı her hafta doktor tarafından muayene edilmelidir. Yapılacak olan doktor ziyaretlerinin sıklığı, anne adayının genel sağlık durumuna ve gebeliğin riskli bir gebelik olup olmadığına göre değişir. Eğer kişi yüksek riskli bir hamilelik süreci yaşıyorsa, doktor ile görüşme sıklığı bu doğrultuda artacaktır.
İlk yapılan kontrollerde anne adayının tıbbi geçmişi dikkatlice incelenir. Kişide önceden mevcut olan hastalıklar incelenir. Bununla birlikte kişinin ailesinde kalıtsal hastalık olmadığına bakılır ve ailedeki düşük ve ölü doğum sayısı incelenir. Zira bu tür komplikasyonlar genetik sebeplerden etkilenebilen komplikasyonlardır. İlerleyen süreçteki muayenelerde (12-14.haftalar) anne adayının karnı ultrason cihazıyla görüntülenir. Burada sadece annenin değil aynı zamanda bebeğin durumu da incelenir. Gereken durumlarda bebeğin kalbine ve ense kalınlığına bakılmaktadır.
Aynı zamanda anneden çeşitli laboratuvar tetkikleri istenebilir. Bu uygulamanın amacı ise bebekte meydana gelebilecek down sendromu ve benzeri hastalıklara erken teşhis koyabilmektir. 14. haftadan sonra yapılan muayenelerde ise bebekte herhangi bir sakatlık olup olmadığına bakılır. Anneden bebeğin vücuduna akan kanın miktarı ölçülür, kan sayımı yapılır ve çeşitli tetkikler yapılır (kan şekeri, idrar testi, ultrason vb.).
Aynı zamanda gebelik tansiyonunun olup olmadığını anlamak için anne adayının düzenli olarak tansiyonu ölçülür. 20. haftadan sonra ise anneye tetanoz aşısı yapılmaktadır. 28. haftadan doğuma kadar ilerleyen süreçte ise bebeğin durumu düzenli olarak ultrason aracılığıyla izlenir. Gebeliğin son haftalarında ise NST testi yapılır ve amnios sıvısının durumu kontrol edilir.