Çocuklu Yaz Tatili

Yaz aylarında, deniz, kum, güneş üçlüsü veya havuz gibi eğlenceli yerler, çocuklu ailelerin gözdesi. Sıcak yaz günlerinde serinlemek ve keyifli bir vakit geçirmek isteyen ailelerin, en çok tercih ettiği yerler havuz ve deniz kenarları oluyor. Birçok insanın ortak bir şekilde kullandığı havuzlar ve halk plajları, masum gibi gözükseler de, çocuk sağlığı açısından bir takım tehditler barındırmaktadır. Bu yazıda, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Elif Erdem Özcan, çocuklarda yaz aktivitelerinden (deniz, kum, güneş ve havuz) kaynaklanan hastalıklar hakkında bilgi veriyor. Çocuklu yaz tatilinin sorunsuz bir şekilde tamamlanması için ebeveynlerin dikkat etmesi gereken noktaların altını çiziyor.

Tekrarlayan Güneş Yanıklarına Dikkat!

Güneş, hepimizin yaşam kaynağı. Güneşin bizlere sağladığı faydalar saymakla bitmez. Ancak, öte yandan, güneşe uzun süre maruz kalıyor olmanın yarattığı bazı problemler bulunmaktadır. Çocukların hassas cildi, uzun süre güneşe maruz kaldığında, önce kızarıklık olarak görünen bir durum oluşur. Bu kızarıklık masumane görünüyor olsa da, esas olarak çocukta birinci derece yanık olduğunun göstergesidir. Cilt üzerinde su dolu kabarcıkların oluştuğu durumlar ise ikinci derece yanık olarak adlandırılır ve daha ciddi bir problemin oluştuğunu gösterir.

Böylesi durumlarla karşılaşan ebeveynlerin, güneş yanığı olmuş olan bölgeye günde üç-dört defa on – on beş dakika gibi bir süreyle soğuk musluk suyu kompresi uygulaması gerekmektedir. Bunun yanı sıra, çocuklar için özel olarak üretilen güneş yanığı kremlerinin kullanılması ve bunun üç – dört saat arayla tekrar edilmesi gerekmektedir. Ve en önemlisi, güneş yanığının ciddi bir sorun olduğu ve tekrarlayan güneş yanıklarının cilt kanserine varacak kadar bir takım tehlikelere yol açtığı unutulmamalıdır.

Gölge, Güneşin Zararlı Etkilerine Karşı Bir Çözüm Değil.

Ebeveynlerin bir kısmı, güneşin en aktif olduğu saatlerde deniz kenarına gitmeyi sever. Ve bu saatler arasında çocuğunu, şemsiye ya da başka bir gölgenin altında tutarak onu onu güneşin zararlarından koruduğunu düşünür. Oysa, çocuğu güneşin zararlı ışınlarından korumak için onu gölgenin altında tutmak yeterli olmayacaktır. Güneş ışınlarının en yoğun olduğu saat 11:00 – 16:00 saatleri arasında, çocuğun güneşe çıkarılmaması, ve su kenarı aktivitelerinin bu saatlerin dışındaki saatlerde yapılması gerekmektedir. Özellikle bir yaşından küçük bebeklerin cildinin, güneşin zararlı ışınlarından ciddi bir şekilde etkilendiği unutulmamalıdır.

Yaz Aylarında Çocuklara Açık Renkli Kıyafetler Giydirmek Gerekir.

Açık renk elbiseler, güneşten saçılan ışınların birçoğunu yansıtma yeteneğine sahiptir. Böylece, açık renk elbiseler, koyu renkli olanlara nazaran fazladan sıcaklık hissedilmesinin önüne geçer. Bu sayede, terleme gibi durumların oluşmasını engeller. Bu nedenle, çocukların yaz aylarında giyeceği kıyafetler konusunda bir tercih yaparken; açık renkli, pamuktan imal edilmiş bol kıyafetlerin tercih edilmesi gerekir. Öte yandan, çocuğun başına siperlikli bir şapka takılması ve güneş ışınlarından koruyan kaliteli bir güneş gözlüğü tercih edilmesi önerilir.

Çocukların Deniz Kenarında Kuma Oturarak Oynamaması Gerekir.

Başta da dediğimiz gibi deniz ve havuzlar, temiz görünseler bile, çocuklarımız için bazı tehlikeler barındırabilir. Kirli bir deniz kenarında, ıslak bir mayoyla oturuyor olmak, mikropların vücuda girişine uygun bir ortam sağlamaktadır. Bu durum, özellikle kız çocuklarında genital hijyene büyük bir tehlike oluşturarak, idrar yolu enfeksiyonu gibi problemlerin oluşmasına yol açabilir. Bu durumun tanısının konulabilmesi için, tam idrar tahlili ve kültürü yapılması gerekir. Tanının ardından, çocukluk çağına uygun antibiyotik tedavisi, bol sıvı tüketimi ve daha sık iç çamaşırı değişimi önerilmektedir.

Havuz Suyunda Bulunan Klor, Kulak İltihabı ve Sinüs Problemlerine Yol Açabilir.

Havuz suyunda bulunan virüs, bakteri gibi mikroorganizmaları yok etmek ve suyu dezenfekte etmek için kullanılan klor bazı durumlarda insan bedenine zararlı olabilmektedir. Özellikle alerjik hastalığı bulunan çocuklarda, klordan kaynaklanan burun tıkanıklığı ve sinüs problemleri ortaya çıkabilmektedir. Bunun yanı sıra, havuz ve deniz suyunun kulağa kaçması sonucunda, çocuklarda dış kulak enfeksiyonu veya kulak zarı iltihabı gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Ebeveynlerin, çocuklarının klora ve benzeri temizleyici kimyasallara karşı alerjisi olup olmadığını bilmesi ve yaşanan problemlerde hızlı bir şekilde medikal destek alması gerekmektedir.

0 – 5 Yaş Grubunda Sıklıkla Görülen Yaz İshallerine Dikkat

Küçük yaştaki çocukları olumsuz etkileyen problemlerden birisi olan yaz ishalinin nedenlerinden birisi de havuz sularıdır. Günlük olarak suyu değiştirilmeyen ve gerekli analizlerin düzenli olarak yapılmadığı havuzlar, yaz ishallerine adeta davetiye çıkarır. Genelde 0 – 5 yaş aralığında görülen hafif yaz ishali vakalarında tedavi evde yapılabilmektedir. Yaz ishali geçiren çocuk hâlâ anne sütüyle besleniyorsa, bu çocuklar anne sütüyle beslenmeye devam edebilir. Anne sütüyle beslenmeyen, altı aydan büyük bebek ve çocuklara, alışık oldukları sıvı gıdaların yanı sıra, pirinç lapası, muz, elma püresi, yoğurt, ayran gibi gıdalar verilebilir. Buna ek olarak, öğün aralarında çocuklara su verilmesi önerilir. Daha ağır geçen ishal vakalarında, hastaneye yatırılarak damar yolu ile sıvı tedavisi uygulanabilmektedir.

Sonuç

Yaz dönemini deniz ve havuz kenarlarında geçiren çocuklu aileler, hem çocukları hem de kendilerini ilgilendiren birkaç basit noktaya dikkat ederek, bu dönemde oluşabilecek istenmeyen durumların önüne geçebilir. Yaşam kaynağımız olan güneşin zararlı ışınlarından korunmak, havuz ve denizleri daha bilinçli bir şekilde kullanmak ve yaşanan sağlık problemlerinde doğru hareket etmek ve gerektiğinde tıbbi destek almak, yaz döneminde oluşabilecek problemlerin önüne geçmenize yardımcı olacaktır.

Maskesiz Hayat Ne Zaman Başlayacak?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Next Post

Tenisçi Dirseği Tedavisi

Sal Haz 29 , 2021
Halk arasında Tenisçi Dirseği olarak bilinen Lateral Epikondilit aslında nadiren tenisçilerde görülmektedir. Daha çok masa başı işler olan marangozluk, makine işi gibi kol kaslarını zorlayan meslek gruplarında yaygın görülen bir hastalıktır. El ve el bileğinin aşırı kullanımı sonucunda ön kol kaslarının gerilimi ile ortaya çıkmaktadır. Tenisçi dirseği hastalığının egzersiz ile […]
tenisçi dirseği

Recent Post