Kişilik, bir insanı diğerlerinden farklı kılan temel özelliklerdir. Bireyin kendine ait yönlerini ifade eder. Bunu inanç, ahlak, kültür, arkadaşlık ilişkileri, sosyallik, çıkarcılık, göz rengi, konuşma üslubu, sorumluluk, candanlık, kıskançlık, hüzün, sinirlilik, güvenilirlik yanında, davranış tarzları, olaylara ve insanlara bakış açıları, alışkanlıklar, algılar gibi daha pek çok özellik belirlemektedir.
Toplumda insanların pek çok ortak yanlarının olmasının yanı sıra kişilik özeldir ve ayırt edicidir. Ergenlik döneminde veya daha önce şekillenmeye başlar. Kişilik aslında her zaman değişebilecek bir nitelikte olmakla beraber, genelde insanlarda oldukça sürekli ve kararlı bir görünümdedir.
Kişilik bozukluklarında da belirtiler süreklilik gösterir.
Kişilik bozuklukları ve belirtileri
Obsesif kişilik: Takıntılar, kuralcılık, mükemmeliyetçilik, kararsızlık
Paranoid kişilik: Şikayetçi üslup, şüphecilik, affetmeme, kincilik
Şizoid kişilik: Çekingen kişilik: Duyarsızlık, yalnızlık, duygusal soğukluk Utangaçlık, kendini küçük görme, topluma karşı duyarlılık
Sınırda kişilik: Duygusal değişkenlik, kontrolsüz davranış, iradesizlik
Antisosyal kişilik: Sorumsuzluk, vurdumduymazlık, saldırganlık, insanları suçlama
Bağımlı kişilik: Başkalarından güç alma, kendisini ikinci planda tutma, terk edilme korkusu
Histrionik kişilik: Telkine açık olma, rol yapma, hep ilgiyi ve dikkati üzerine çekme isteği, yüzeysellik.
Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu
Kişi düzenli, mükemmeliyetçi ve katıdır. İyi, doğru ve güzel gibi olumlu duygularını ifade etmekte zorlanır. Genelde yargılayıcı bir tutum içindedir. Kararsızlığı dikkat çeker. Detaya dalmaya yatkın olduğundan yaptığı işin veya sergilediği davranışın amacından ya sapar ya da unutur.
Paranoid kişilik bozukluğu
Kişi diğer insanlar tarafından sürekli olarak sömürüldüğünü, kendisine zarar verilmeye çalışıldığını düşünür ve bu şekilde algılar. En yakınlarının sadakatinden bile derin bir kuşku içindedir. Bu sebeple insanlara güvenmez, onların bütün davranışlarını olumsuz yorumlar ve şüphe ile yaklaşır.
Bu bireylerin öfkeli ve kinci olmaları tipik özellikleridir. Öte yandan hep aşağılandıklarına inanırlar.
Şizoid kişilik bozukluğu
Kişi soğuk ve ilgisizdir. Sanki duygulan körelmiş gibidir; sevinç, neşe, keder, kaygı, üzüntü, öfke gibi duyguları gereği gibi hissetmez veya dışarı yansıtmaz. Yakın çevresiyle hatta kendi ailesiyle bile doğru dürüst iletişim kurmaz, kursa bile bunu devam ettiremez. Kimseyle duygu ve düşüncelerini paylaşmaz. Annesiyle, babasıyla, arkadaşlarıyla, kardeşleriyle bir arada olmaktan, oturup sohbet etmekten zevk almaz, aksine böyle ortamlardan hemen uzaklaşır.
Kişi, hiçbir konuda düşüncesini dile getirmez; beklentilerini, ideallerini, planlarını açıklamaz. Kendisine yöneltilen eleştiri veya övgüleri de dikkate almaz, bunlara karşı umursuz davranır.
Şizotipal kişilik bozukluğu
Kişinin düşünce, görünüş ve davranışlarında acayiplikler vardır. Kuşkucudur ve insanlarla yakın ilişki kuramaz. Altıncı his, telepati, geleceğe dair haberler alma, batıl inanışlar, diğer insanların kendi duygularım algılayabileceği şeklinde düşünceleri vardır.
Çekingen kişilik bozukluğu
Kişi toplum içinde rahat edemez, son derece çekingen, utangaç ve ürkektir. Eleştiriye karşı aşırı derecede hassasiyeti vardır. Sıradan bir eleştiride bile sarsılabilir. Reddedilmeyi hazmedemez. Başkaları tarafından onaylanmamak veya kınanmak kişide ciddi boyutlarda ruhsal travma etkisi yapar. Bu kişilerin en korktukları şeylerden biri, başkalarına alay konusu olmaktır.
Antisosyal kişilik bozukluğu
Antisosyal kişilik bozukluğu genellikle 5-6 yaşlarında kendini göstermeye başlar. Düzensizlik, uyumsuzluk, dengesizlik ve saldırganlık bu kişilerin yaşam biçimini ifade eder. Çalışma verimleri düşük, performansları bozuktur. İçinde yaşadıkları toplumun temel davranış kurallarına ve prensiplerine uymaz, aksine onlara saldırır, şiddetle reddederler.
Bu kişiler çocukluk dönemlerinden itibaren bazı belirtiler gösterirler. Okuldan kaçma, kopya çekme, hayvanlara kötü davranma veya eziyet etme, kaba kuvvete dayalı kavga, saldırganlık, yangın çıkartma, çalma, silah kullanma bu belirtilerdendir. Antisosyal kişilik bozukluğunun nedeni bugün hala tam olarak bilinememektedir.
Sosyopat kişilik bozukluğu
Birey, toplumun koyduğu ahlaki ve sosyal kurallara uymada güçlük çekmekte, çevresine zarar vermekte ve bundan pişmanlık duymamaktadır. Bu kişiler diğer insanlara karşı sevgi, saygı, ilgi ve sempati duymaz, zayıf olanı ezerler. Davranış ve anlatımları çelişkilidir. Hep kargaşa çıkarma arzusu içindedirler, toplum ve ahlak kurallarını hiçe sayarlar.
Psikopat kişilik bozukluğu
Birey insanlara ilgi duymaz fakat onları güç kullanarak etkilemede aktiftir. Bu gibi kişiler suç işlemekten zevk alırlar. Geçmişlerine bakıldığında, küçüklüklerinde ihmal edilmiş, dengesiz anne ve babaların çocukları oldukları ortaya çıkmaktadır.
Bağımlı kişilik bozukluğu
Bu kişilik bozukluğunda birey birilerine bağımlıdır ve teslimiyetli bir tutum içerisindedir. Tek başına hiçbir işe kalkışamaz. Hep yalnız basma kalma ve terk edilme korkusu içindedir. Yalnız kaldığında ise kendini boşlukta ve çaresiz hisseder. Hemen her konuda kararsızlık yaşadığından sürekli birilerinin vereceği güven ve desteğe ihtiyaç duyar.
Bu kişiler kendilerine yöneltilen eleştirilere kolayca alınırlar. Çoğunlukla başkalarının fikirlerine katılır, kendileri yeni bir fikir üretemezler.
Histrionik kişilik bozukluğu
Bu kişilerin en belirgin özellikleri sürekli dikkat çekme, ilgi odağı olma istek ve ihtiyacı içinde olmalarıdır. Hep beğenilmek, övülmek, onaylanmak isterler. Aşırı duygusaldırlar. Hislerini abartılı bir coşkunlukla dışa vururlar. Duygu durumları yüzeysel ve değişkendir. Olmadık bir konuya sıkılıp ağlarken, bir arkadaşlarının kaza geçirmesine hatta ölümüne ilgisiz kalabilirler.
Bu tip kişiler tavır ve davranışlarını gereği gibi kontrol edemezler. Tüm davranışlarının, konuşmalarının hatta konuşmamalarının ardında ilgi çekme çabası olduğu için, insanlarla sürekli ve esaslı bir iletişim kuramazlar.
Narsistik kişilik bozukluğu
Narsistik kişilik bozukluğu olanlar kendilerini diğer insanlardan farklı ve üstün görürler. Güzel, zeki, yetenekli, güçlü ve başarılı oldukları konusunda iddialıdırlar. Zihinleri sürekli kendilerini düşünmekle meşguldür. Bu kişiler adeta kendilerine aşıktırlar, en çok kendilerini sever kendilerini önemserler. Başkalarına ise önem ve değer vermezler. Onların duygu ve düşüncelerini anlama yönünde bir gayretleri olmaz.
Bu kişiler kendilerinin bir benzeri olmadığına, eşsiz olduklarına inanmaktadırlar. Her şartta kendilerini ön plana çıkarmak, ilgiyi üzerlerine çekmek, başkalarında hayranlık uyandırmak gayretindedirler. İnsanlarla olan diyaloglarında üstünlük ve bilmişlik taşlarlar. Başkalarının duygu ve düşüncelerini kullandıkları gibi emeklerinden ve onların ürettikleri değerlerden de menfaat sağlarlar. Düşüncenin tasarlayabileceği bütün üstün niteliklerin kendilerinde toplandığını sanır, kendilerince diğer insanları aşağılarlar.
Pasif agresif kişilik bozukluğu
Kişinin kin, nefret, kızgınlık, düşmanlık, öfke gibi agresif davranışlara sebep olan ruhsal hareketliliği, pasif direniş şeklinde kendini göstermektedir. Pasif agresif kişilik bozukluğunda bireyler geleceğe karamsar bakarlar.