Sosyal medyanın insanlar üzerinde yarattığı en güzel farkındalıklardan biri bizce, beden olumlamadır. Yıllardır bilerek ya da bilmeyerek yapılan beden eleştirilerine kadın-erkek, genç-yaşlı demeden maruz kalabiliyoruz. Fakat her olumsuzluktan bir güzellik doğduğu gibi bu eleştiriler toplumu beden olumlama uyanışına itti. Bu güzel hareket bize bedenimizi her haliyle kabul edip onu sevmeye ve sahip çıkmaya davet etti. Sezgisel beslenme de beden olumlamaya farklı bir pencereden bakıp, vücudumuzun yaptığı çağrılara kulak vermemizi söyleyen bir akım.
Kendi kendimize koyduğumuz kalıpları yıkmamıza olanak sağlayan sezgisel beslenme son dönemlerde oldukça popüler. Peki nedir bu sezgisel beslenme, insanlar onu neden bu kadar övüyor? Haydi beraber öğrenelim!
Vücudun çağrısı: Sezgisel Beslenme
Sezgisel beslenme aslında bir sağlıklı yaşam biçimidir. Diyetlerle, türlü kişisel kısıtlamalarla bozulan vücut doğamızı onarmayı hedefler. Doğduğumuz andan bu yana içgüdülerimiz bize yol gösterici olmuştur. Sezgisel beslenme de bize duymayı bıraktığımız içgüdülerimizle yeniden bağ kurmamızı öğütler. Yemek algımızı baştan oluşturmak ve gerçekten ihtiyacımız olan besinlerle yaşamımızı sürdürmemizi sağlamak için sezgisel beslenme şans verilmesi gereken bir hayat tarzıdır. Fiziksel ve ruhsal beden arasında köprü görevi üstlenen bu yaşam tarzının bilimsel olarak da faydalı olduğu kanıtlanmıştır.
Sezgisel beslenme ilkeleri
Sezgisel beslenmenin temelini açlık ve tokluk gibi birçok içgüdüsel tepki oluşturur. Ne dersiniz, bu içgüdüsel dürtüleri daha iyi kavrayabilmek için sezgisel beslenmenin ilkelerine beraber göz atalım mı?
Zihninizden diyeti silin
Diyet yapmak fiziksel olduğu kadar zihinsel de bir yolculuk. Bedeninizi istediğiniz forma sokmaya çalışırken zihninizi ne kadar yıpratıyor olduğunuzun çoğu zaman farkında bile olmayabilirsiniz. Diyet sürecinde kendi kendinize yüklediğiniz stres, öz eleştiri ve kaygı sizce de çok ağır değil mi? Oysa sağlıklı bir birey olma yolunda emin adımlarla ilerlemek için zihin ve beden bütünlüğüne ihtiyacınız vardır. İkisinin ahenkle hareket etmesi gerekir. Bu yüzden bedeninizi zayıflatırken zihninizi de zayıflatan diyetleri kafanızdan silmeyi deneyin. Sezgisel beslenmenin bir diyet değil, sağlıklı yaşam biçimi olduğunu unutmayın.
Sinyalleri göz ardı etmeyin, açlığınıza kulak verin
Gün içerisinde hayatın koşturmacası sizi kendinize bakmaktan alıkoymasın. Diyet yaparken açlığınızı görmezden geliyor olabilir, vücudunuzun bu son derece doğal olan çağrısına kulak asmıyor olabilirsiniz. Ancak öğrenmeniz gereken ilk şey, bedeninizin size bu sinyali boş yere göndermediği. Hayat hızlı bir şekilde akıp giderken siz biraz daha yavaş yaşamayı tercih edin. İçinize dönüp zihninizi ve bedeninizi dinlemek sizi hiç olmadığınız kadar anda hissettirecektir.
İyi-kötü ayrımı yapmaksızın besinleri sevmeyi öğrenin
Sağlıklı- sağlıksız, iyi-kötü veya faydalı-zararlı olarak besinleri kategorize etmekten kaçınmalısınız. Şu bir gerçektir ki siz kendinize ne kadar kural koyarsanız, bir besin üzerinden ne kadar kısıtlama yaratırsanız, canınız o yiyeceği tüketmeyi o kadar çekecektir. Beden ve zihin arasındaki bağı bu noktada küçümsememeniz gerekir. Zihninize doğru mesajları göndermeye çalışmalısınız. “Bu yiyecek zararlı, yememeliyim” tutumundan kaçınıp “Bedenimin ihtiyaç duyduğu her besin güzeldir” yaklaşımını benimsemeniz sizin için daha iyi olabilir.
Tokluk anlayışınızı gözden geçirin
Diyet yapılırken en çok karşılaşılan durum, doyma hissini yaşayamamaktır. Tam da bu sebeple diyet yapmayı bıraktığınızda daha çok yemek yer ve verdiğiniz kiloları hızlı bir şekilde geri aldığınızı gözlemlersiniz. Bunun en büyük nedeni ise vücudunuzun doğasına uygun bir şekilde beslenmemenizdir. Diyet yaparken porsiyonlarınız küçülür, çoğu zaman aç uyur ve yeteri kadar besin alamazsınız. Sezgisel beslenme ise size ihtiyacınız kadar besin tüketmenizi öğütler. Yeme alışkanlıklarınızı sezgisel beslenmeyle değiştirmeye başladığınızda yine normalinizden daha fazla besin tükettiğinizi görebilirsiniz. Ancak hiç endişelenmeyin, vücudunuz bu duruma alıştıkça tokluk hissini daha net sinyallerle size vermeye başlayacaktır.
Hem duygusal hem fiziksel doyuma ulaşın, yemek yemekten haz alın
Bazen ne kadar yemek yersek yiyelim istediğimiz verime ulaşamayabiliriz. Karnımız doymuş olsa da aldığımız besin bizde tatmin oluşturmayabilir. Bu durum da haliyle daha çok yemek yemeye itebilir. Önüne geçmek için ise yapabileceğiniz şey oldukça basit! Sizi mutlu eden, yediğinizde modunuzu yükselten besinleri tüketmeyi tercih edin. Doymak bedeninizi, tatmin olmak ise ruhunuzu besleyecektir.
Duygusal beslenmeden kaçınmaya çalışın
Duygusal beslenme, kendimizi kötü hissettiğimizde yiyeceklere sığındığımız, besinlerle duygularımızı bastırdığımız bir yeme stilidir. Hiç farkında olmadan bile duygusal beslenmeyi bir alışkanlık haline getirmiş olabilirsiniz. Yemek yemekten her daim haz alın ve keyif duyun ancak bunu duygularınızı bastırmak için değil aksine onlarla bir bütün olmak için gerçekleştirin. Duygu yönetiminizi yapabilmek için sağlığınızı etkilemeyecek yolları keşfetmeye başlamanız size yardımcı olabilir.
Bedeninize saygı gösterin
Bu maddenin bize vermek istediği mesaj, aynanın karşısındaki saatlerimizi kendimizde kusur aramak için değil de güzelliklerimizi seyretmek için geçirmemiz gerektiği. Sosyal baskıyı ve beden eleştirilerini bir yana bırakacak olursak, kendi içinizde bedeninizi sevmeseniz bile ona saygı göstermek durumundasınız. Ruhunuz ve bedeniniz ayrılmaz bir bütündür, birisinin eksik hissetmesi diğerinin de yarım kalmasına sebep olur. Gün sonunda hedefiniz kalıplardan sıyrılmış, kendiyle barışık, kendiyle mutlu ve en önemlisi de kendine yetebilen sağlıklı bir birey olmak ise bu maddeyi ciddiye almanızı tavsiye ederiz.
Vücudunuzu hareketlendirin
İlk bakışta bu madde aldatıcı gözükebilir. Burada kastettiğimiz vücut hareketleri, vücudunuzu şekillendirmek, kilo almak veya vermek için yapmak zorunda hissettikleriniz değil aksine yapınca kendinizi iyi hissettiğiniz hareketlerdir. Örneğin sabah kalkınca yürüyüş yapmak size iyi geliyor olabilir ya da akşamları koşmak… Bedeniniz size ne derse o.
Unutmayın, her şeyden önce sağlığınız gelmeli
Yazımız boyunca belirttiğimiz gibi, vücudumuz bize sürekli olarak sinyaller gönderiyor. Bir besini yediğinizde vücudunuz size o besinin iyi hissettirmediğini söylüyorsa bunu ciddiye almanız gerekiyor. Yiyecekler çok lezzetli olabilir ancak sezgisel beslenmedeki en önemli nokta, duyularımızı dinlemektir.
Sezgisel beslenme, sağlıklı yaşamın altını çizen bir akımdır.