Diş Sıkma (Bruksizm) Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Bruksizm yani diş sıkma veya diş gıcırdatma hastalığının genetik olduğu düşünülmekte ve toplumda ortalama olarak her 5 kişiden 2’ sinde bulunmaktadır. Bruksizm rahatsızlığı olan kişilerin yüzde 5-10’unda dişlere uygulanan kuvvet sonucu dolguların ve dişlerin kırılması gibi zararlar ortaya çıkabilmektedir. 

Bruksizm, uyku boyunca dişleri sıkma, ağız açık uyuyanlarda uyku sırasında çenenin aniden kapanması veya diş gıcırdatma olarak üç farklı şeklinde kendini gösteren bir uyku bozukluğudur. Diş sıkma çoğu zaman dişsel veya nörolojik kökenlidir.

Bruksizm hastalarında uyku sırasında diş sıkma ile seyreden kas aktivitesi normal bireylerinkinden 3 kat fazla olmaktadır. Ayrıca kas kasılmalarının gücü de uyanıklık halinden daha yüksektir.

Diş sıkma (bruksizm) nedenleri nelerdir?

Bruksizm ya da diş sıkma nedenleri arasında;

  • Kişilik yapısı
  • Genetik faktörler
  • İlaçlar
  • Nörolojik veya psikolojik problemler,
  • Stres ve uyku bozuklukları ( uyku apnesi, huzursuz bacak sendromu, migren vb… gibi) etkili olabilir.

Bunların yanışına ağız içi dokularda dengesizlik, eksik ya da çürük dişler, hatalı protezler de bruksizm nedeni olabilmektedir.  

Klinik araştırmalar uyku bruksizmi hastalarında uykuya başlama ve devam ettirme bozukluğu, rem aşamasında problemler olabildiğini bunun gün içi uyuklamalarında hafifçe bir artışla ve yaşam kalitesinde bozulma ile sonuçlandığını göstermiştir.

Bruksizm (Diş Sıkma/ Diş Gıcırdatma ) Belirtileri Nelerdir?

Bruksizm belirtileri arasında dişlerde kırılma, aşınma, sallanma gibi hasarlar, diş eti hastalığı ve kemik kaybı rahatsızlıklarında artış başlarda gelmektedir. Sıcak soğuk hassasiyeti, çene ağrısı ve hareket kısıtlılığı da bruksizm belirtisi olabilmektedir. Çene ekleminde hasar sonucu eklem ağrısı, ses ya da çene kilitlenmesi, nadiren baş ağrısı, boyun ağrısı, tetiklenen migren atakları da bruksizm belirtileri arasında sayılabilir.

Bruksizm dış gıcırdatma şeklinde görülüyorsa yatak partnerinde uyku bozukluğu da bruksizm belirtisi olabilmektedir.

Bruksizm teşhisi nasıl konulur? Bruksizm nasıl anlaşılır?

Bruksizm ya da diş sıkma çoğu zaman sadece uykuda gerçekleştiği için hastalar durumu fark etmeyebilirler. Bu durumda rahatsızlık ağız içi, diş ve çene eklemi muayenesi sonucu diş doktoru tarafından teşhis edilebilir. İlerleyen vakalarda eklem ağrısı, kulak ağrısıyla, kas ağrıları da migren ağrıları ile karıştırılabilir. Bu aşamada kulak burun boğaz uzmanı veya nöroloji uzmanı tarafından da alternatif teşhis yapılabilir.

Bruksizm tedavisi nasıldır?

Bruksizm; somatik olarak botoks ile, fonksiyonel olarak da; eksik dişlerin tamamlanması, yanlış veya bozuk kapanışların düzenlenmesi ile yahut nörolojik veya farmakolojik tamamlayıcı yöntemlerle tedavi edilebilir. Bunlar aynı zamanda uyku bozukluklarının tedavisinde de temel taşlardır. Psikolojik görüşmeler, bruksizmi hastaya anlatmak, uyku hijyenini sağlamak için önerilerden oluşur.

Diş doktorluğunda tedavide ağız koruyucu veya stabilize edici plakların dişleri ve çene eklemini hasardan koruyabileceği belirtilmiştir. Ancak çalışmalar bruksizmde bu plak kullanımının kas aktivitesinde %20 ile %50 arasında artışa sebep olduğunu da göstermektedir. Sonuç olarak gece plakları bruksizme etki etmekten ziyade diş ve doku hasarını önlerler. Gece kullanımı zor olması nedeniyle de % 20 den az hasta plakları 1 yıldan fazla kullanır geri kalanı çoğu zaman hiç kullanmaz. Ancak eklem problemi olan hastalarda botox ile birlikte uygulandığında başarılı sonuçlar verdiği görülmüştür.

Bruksizm Hakkında Sık Sorulan Sorular

Bruksizm Tedavisinde Dental Botoks Uygulaması Nedir?

Botoks yani Botolinum Toksik; Clostridium botulinum adlı bakteri tarafından salgılanan bir proteindir. Bu madde uygulanan bölgedeki kasın fonksiyonunu geçici olarak azaltır veya yok eder. Bu nedenle Diş doktorluğunda Bruksizm ( Diş Sıkma ) tedavisinde masseter ve temporal ( çene ve şakak bölgesindeki ) kasları gevşetmek için kullanılır.

Kas kitlesi, bruksizmin derecesi, anatomik yapı, cinsiyet ve deri kalınlığına göre uygulanacak ilacın miktarı ve uygulama bölgeleri değişir.

Bruksizm Tedavisinde Botoks Ne Zaman Etki Eder?

Bruksizm tedavisinde kullanılan botoks yöntemi uygulandıktan sonra 2-3 gün sonra kaslar gevşemeye başlar. 15 günde maksimum seviyeye ulaşır ve bu etki yaklaşık 4-6 ay sürer.

Bruksizm Botoks Tedavisi Ağrılı Bir İşlem midir?

Botoks uygulaması öncesi önden cildi uyuşturan krem uygulanır ve 10-15 dakika beklenir. Ardından işaretlenen bölgelere ince uçlu mezoterapi iğneleri ile ilaç dışarıdan enjekte edilir.  Bu nedenle genel olarak bruksizm botoks tedavisi ağrılı bir işlem değildir

Bruksizm Botoks Tedavisi Kimlere Uygulanmaz?

Botoks tedavisinin başarısını ve yan etkilerini değerlendirmek üzere işlemden sonraki 10-14 gün içinde mutlaka kontrole gelinmelidir. Kontrolde gerekirse ek uygulama yapılabilir. Gebelik veya emzirme döneminde, 18 yaş altı kişilerde, sinir ya da kas hastalığı bulunanlarda ve alerjik bünyelerde botoks tedavisi tercih edilmez.

Bruksizm Botoks Yöntemi Kalıcı Tedavi midir?

Botoks tedavisi diş sıkma ve gıcırdatmanın nedenine yönelik değil, ancak semptomları ortadan kaldırmaya yöneliktir. Bu bölgedeki kasları düzenli olarak gevşetip zamanla kas yoğunluğunun azalması ve kasılmaların minimal düzeye indirilmesi amaçlanmaktadır. Eğer ağız içi diş eksikliği, yanlış yapılmış protezler, normalden farklı çene kapanışı mevcutsa bu durumların düzeltilmesi mutlaka botoks tedavisine eşlik etmelidir.

Kasların gevşemesi ortalama iki yıllık bir süreçtir. Bu süreçte diş sıkma ya da gıcırdatmaya sebep olabilecek nörolojik, uyku problemleri, stres faktörleri, psikolojik problemler gibi diğer nedenler de sorgulanmalı ve bu konuda uzman doktorlar kontrolünde tedaviye başlanmalıdır. Bu tedavi sırasında botoks uygulaması kaslarınızı gevşeterek, eklemlerinizi, dişlerinizi korur ve ağrılı bir süreç yaşamanızı önler.

Baş Ağrısı Neden Olur?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Next Post

Behçet Hastalığı

Per Ağu 1 , 2024
Behçet hastalığı, dermatoloji profesörü Hulusi Behçet (1889-1948) tarafından 1937 yılında üç hastada oral ülser, genital ülser ve üveit birlikteliği ile tanımlanmıştır (1). Son 30 yılda Behçet hastalığı ile ilgili bilgilerimiz hızla artmıştır. Etiyolojisi ve Risk Faktörleri Behçet hastalığı ilk tanımlandığı yıllarda viral bir hastalık olarak düşünülmekteydi (3). Sonraki yıllarda da […]

Recent Post