Dünyada önemli sağlık sorunlarının başında gelen kalp hastalıklarının teşhisinde anjiyo sık kullanılan bir yöntem. Genel olarak kasıktan yapılan bu yöntem, artık el bileğinden de uygulanabiliyor. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Egemen Duygu, bu yöntemin hastaya sağladığı konfor ve güvenli bir işlem olması nedeniyle tercih edildiğini belirtiyor.
El bileğinden anjiyo, 2000’li yılların başından beri, Batı Avrupa başta olmak üzere tüm dünyada kullanılıyor. “Radial Anjiyo” olarak adlandırılan el bileği anjiyosunda, el bileğindeki atardamarlar kullanılarak kalp hastalıklarının tanı ve tedavisi mümkün olabiliyor.
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Egemen Duygu, koroner arter hastalığının tüm dünyada ve ülkemizde yaygınlığı artan bir hastalık olduğunu, bu nedenle de tanı ve tedavisinin etkili bir şekilde yapılmasının büyük önem taşıdığını söylüyor. Bu hastalıkların tanı ve tedavisinde koroner anjiyo altın standart tedavi yöntemi olarak kullanılıyor. El bileği anjiyosu ise, özellikle sağladığı konfor ve daha güvenli bir işlem olması nedeni ile kasıktan uygulanan anjiyoya göre daha iyi bir alternatif.
2-3 Mm’lik Kateterler Kullanılıyor
“Radial Anjiyografi”nin el bileğinde birbirine paralel seyreden iki atardamardan birinin kullanılması ile yapıldığını belirten Dr. Egemen Duygu, yöntemin uygulanışı ve hangi hasta gruplarında neden kullanıldığıyla ilgili olarak şu bilgileri veriyor:
El bileğinden yaptığımız anjiyoda daha ince çaplı (
Yüzeysel seyreden atardamarlardan girerek işlemi yaptığımız için, komplikasyon oranı daha az oluyor.
Özellikle kasıktan yapılan anjiyo sonrası oluşabilen kanama, balonlaşma ve fistül bu tür girişimlerde çok daha nadir ve hafif olarak izleniyor.
Hasta konforu klasik yöntemlere göre daha fazla oluyor.
Kasıktan yapılan tüm girişimlerde, işlem sonrası en az 6 saat ağırlık (kum torbası) kullanılması gerekiyor. Çünkü kanama bu şekilde kontrol altına alınıyor. Bu yöntemde ise kum torbası uygulamasına gerek kalmıyor, hasta 3 saat gibi daha kısa sürede taburcu olabiliyor.
Ayrıca PTCA / stent gibi işlemlerde işlemin kasıktan yapıldığı durumlarda en az 24 saat hastanın yatışının devamlı şekilde izlenmesi gerekiyor. Bu durum özellikle bel fıtığı, obezite, eklem rahatsızlığı nedeniyle uzun süre sırt üstü yatmakta zorlanan ve belirgin prostat rahatsızlığı olan hastalar için zorluk yaratabiliyor. Aynı işlemler el bileği anjiyosu kullanılarak yapıldığında ise aynı gün içinde çok daha kısa izlem süresi sonrası hasta evine gönderilebiliyor.
El bileğinden anjiyoda, işlemden hemen sonra genellikle bir bilek bandı kullanılarak kanama kontrol altına alınıyor.
Hasta ayağa kalkabiliyor, tuvalete gitme, yemek yeme gibi tüm ihtiyaçlarını kendi başına giderebiliyor.
İnce Damarlı Kişilerde Kullanılmıyor
Yöntemin bazı hastalarda görülebilen radial arterin ince yapıda olması veya damarın büzüşmesi gibi durumlarda kullanılamadığını vurgulayan Dr. Egemen Duygu, “Kronik böbrek yetersizliği olan ve kol damarlarından diyalize giren hastalarda ile el dolaşımının yetersiz olması gibi durumlar nedeniyle bu yöntem kullanılamıyor” diyor. Radial anjiyografinin, komplikasyon oranlarının düşük olması ve hasta konforu açısından günümüzde daha sık kullanılmaya başladığına değinen Dr. Duygu, koroner arter hastalığının tanı ve tedavisinde koroner anjiyografinin altın standart olduğunu söylüyor. Klasik anjiyonun hekime daha geniş kateterler ile uygulama kolaylığı sağlaması bakımından avantajlı olduğunu belirten Dr. Duygu, klasik anjiyoda kanama, şişlik oluşması, balonlaşma ve fistül gibi komplikasyonların daha fazla görüldüğünü, el bileğinden yapılan anjiyo ile sorunların da en aza indirilebileceğinin altını çizdi.