İnme (Felç) Nedir? Belirti ve Tedavi Yöntemleri

İnme (felç) beyne giden hayati kan ve oksijen akışının ani bir şekilde kesildiği ya da azaldığı bir BEYİN KRİZİDİR. Kan akımının kesildiği bölgedeki hücreler hızlıca ölmeye başlar ve inmenin oluştuğu bölgeden yürütülen fonksiyonlar da geçici ya da kalıcı kayıplar meydana gelir.

İnme çeşitleri

İskemik İnme: Damarlar kan pıhtısı ya da zaman içinde plaklar ve yağ birikintileri ile tıkandığında oluşur. Tüm inmelerin % 85’iskemik inmedir.

Kanayıcı İnme: Beyindeki bir kan damarından beyne kan sızıntısı olduğunda meydana gelir. Görülme sıklığı iskemik inmeye göre çok daha azdır. Ancak inme sonucu ölümlerin % 30’undan sorumludur.

İnme belirtileri

  • Kol veya bacakta, özellikle vücudun sadece bir tarafında ani uyuşukluk ve güçsüzlük hissi.
  • Ani kafa karışıklığı, konuşma ve anlamada güçlük.
  • Aniden gözlerden birinde ya da her ikisinde görme kaybı
  • Nedeni bilinmeyen ani ve şiddetli baş ağrısı
  • Ani yürüme güçlüğü, sersemlik, denge ve koordinasyon kaybı

İnmeye neden olan risk faktörleri

Tıbbi Risk faktörleri

Yüksek tansiyon, Diyabet(Şeker hastalığı), Yüksek kolesterol düzeyi, Atriyal Fibrilasyon adı ile bilinen kalp ritim bozukluğu.

Yaşam Biçimi Risk Faktörleri

Sigara kullanmak, hareketsiz yaşam tarzı, kilo fazlalığı, yanlış beslenme alışkanlıkları.

Değiştirilmeyen Risk Faktörleri

Yaş; inme geçiren hastaların %75’i 60 yaş civarındadır. 60 yaş sonrası her 10 yılda 2 katına çıkar.
Cinsiyet;  55 yaş üzeri erkeklerde kadınlara göre daha yaygın görülür. Yaş ilerledikçe inme oranı kadınlarda artar.
Önceden geçirilmiş iskemik bir inme ve geçici inme sonrası yeni bir inme görülmesi riski oldukça yüksektir.

Yüksek kan basıncı, yüksek kolesterol ve sigara içmek inmenin en önemli risk faktörleridir. Türk halkının yaklaşık yarısı bu üç risk faktöründen en az birini taşımaktadır.

İnmenin acil tedavisi

İnme tedavisi mümkün olan en kısa sürede yapılmalıdır. Beyin damarı tıkandığında, beyin dokusunda hasar oluşmaya başlar. Bu hasar bekledikçe daha da genişler. Tıkanan damar büyük olduğunda ve süre uzadığında beyin hasarı artar. Bir an önce damarın açılması ise tüm bunları engelleyerek beyin dokusunda oluşan hasarın genişlemesinin önüne geçer. Beyin dokusunda, inme nedeniyle oluşan hasarı, ne kadar kısıtlı tutabilirsek o derece erken ve hızlı düzelme sağlayabiliriz. Bu nedenle, inme söz konusu olduğunda hızlı tedavi erken ve hızlı düzelme demektir.

Toplardamar içi pıhtı eritici ilaç tedavisi (Tromboliz)

İnme belirtileri başladıktan sonra en geç ilk 4.5 saat içinde yapılabilen toplardamar içi pıhtı eritici ilaç uygulamasıdır.  İdeali mümkün olan en kısa süre içinde yapılmasıdır. Bu tedavi pıhtıyı çözerek kan akışının hızlı ve etkin bir şekilde düzelmesine dolayısı ile inmenin düzelmesine yardımcı olur.

Eğer hastanın durumu bu tedavinin uygulanması için uygun değil ya da inme (felç) oluşmasından itibaren geçen zaman dilimi uzamış ise damar içi pıhtı çözücü tedavi uygulaması yapılamaz. Doktorunuz tedavide başka ilaç ve yöntemlere başvuracaktır.

Anjiyografik pıhtı çıkarma tedavisi (Trombektomi) 

Beyni besleyen ana damarlar pıhtı ile tıkanmış ise bu geniş damarların içindeki pıhtı kitlesinin eritilmesinde toplardamar yolu ile uygulanan pıhtı eritici ilaç yani intravenöz tromboliz tedavisi yeterli olmaz. Bu durumda tedavinin esas amacı anjiyo yöntemi ile tıkanan beyin damarının bulunarak ve özel cihazlarla pıhtının çıkarılması işlemidir. İlk 6 saatte uygulanan ‘anjiyografik pıhtı çıkarma tedavisi’ o denli yararlıdır ki, tedavi edilen 3 hastanın 1’i tamamen eski hayatına dönmektedir.
Bu iki tedavi uygulamalardan biri diğerine alternatif olarak kullanılmaz. Aksine, birbirlerini tamamlayıcı ve başarı arttırıcı olarak kullanılır. 

Tekrarlayabilecek yeni bir inmenin önlenmesi

Acil inme tedavisi sonrasında hastanın geçirdiği inmenin nedenine yönelik gerekli tüm araştırmalar yapılarak nedene uygun tedavinin uygulanması inme tekrarının önlenmesinde çok önemlidir.

Pıhtının kaynağına yönelik ilaç tedavileri

Antitrombotik ilaçlar,  beyin damarlarında inme (felç) ‘e neden olabilecek pıhtı oluşumunu engelleyen ve oluşan kan pıhtılarının büyümesini engelleyen ilaçlardır. Bu ilaç grubunda iki farklı ilaç alt grubu bulunmaktadır.

Antiplatelet ilaçlar: Atardamarlar içinde plak olarak adlandırılan ve darlıklara yol açan düzgün olmayan yüzeyler üzerinde pıhtı oluşmasını engelleyen ilaçlardır. Aspirin bu guruba giren bir ilaçtır.

Antikoagülan ilaçlar: Kan damarları içinde pıhtı oluşumunu, oluşmuş pıhtının büyümesini ve koparak dolaşıma karışmasını(emboli) önleyen ilaçlardır.  Özellikle atriyal fibrilasyon adı verilen kalp ritim bozukluğunda, kalbin kasılma düzeninin bozulması nedeniyle kalbin odacıklarda göllenen kana bağlı oluşabilecek pıhtıları önlemede kullanılmaktadır. 

Cerrahi tedavi

Şah Damarı Endarterektomi Tedavisi

Karotis arterler boynun iki yanında bulunan ve beyne giden kan akımını sağlayan damarlardır. ( Şah damarı olarak ta bilinir ) Bu damarlarda darlık ya da tıkanma olduğunda boynun ön tarafından açılan bir kesiden, karotis artere ulaşılarak bu damarda daralmaya yol açan plakların damar duvarından sıyrılarak temizlendiği bir tedavi yöntemidir.

Girişimsel tedaviler

Anjiyoplasti Uygulaması

Özel bir kateterle kasıktan  girilerek beyinde plak nedeniyle daralmış damara olduğu bölgeye ilerlenir. Damarın dar kısmına gelindiğinde, kateterin ucunda bulunan balon şişirilerek damarın daralmış kısmının açılması ve damar çapının genişlemesi sağlanır. Böylelikle beyne giden kan akımında düzelme olacaktır.  

Stentleme Tedavisi

Kasıktan girilen özel kateterle beyindeki damarın plak nedeniyle daralmış bölgesine ulaşılır. Gerekirse kateter üzerinde bulunan balon şişirilerek dar olan kısım genişletilir. Daha sonra damardaki dar bölgeye stent (açılabilir çelikten yapılmış mini kafes) yerleştirilerek damardaki dar bölümün genişlemesi sağlanır.  Beyne giden kan akımının düzelmesi sağlanır.

Osteopati Tedavisinin Kahramanı: Eller

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Next Post

Virüsü atlatanlarda sürekli halsizlik ve yorgunluk kalıyor!

Per Şub 11 , 2021
Virüsü atlatanlar en sık görülen sorunlardan birinin, modern çağın hastalığı olarak da adlandırılan kronik yorgunluk ve halsizlik olduğunu söylüyor.. Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs vaka sayılarında artış devam ediyor. Bu duruma karşı bir yandan sağlık çalışanları hastaların tedavisi için canla başla mücadele ederken bir yandan da bilim insanları virüse […]
kronik yorgunluk

Recent Post