Koronavirüse Karşı Güçlü Bağışıklık Sistemi

Vücudumuzu savunan, hastalıklarla ve virüs, bakteri gibi mikroorganizmalarla mücadele eden bağışıklık sistemimizi koronavirüse karşı güçlendirmek çok önemli. Türkiye Hemofili Derneği üyelerinden Dyt.Nursel Keklik’in konuyla ilgili yazısını paylaşıyoruz..

2019 Aralık ayından bu yana dünyada etkili olan Koronavirüs Hastalığı (CoViD-19) salgını ile birçoğumuzun günlük düzeni büyük bir değişime uğradı. Salgınının yayılma hızını azaltmak amacıyla evlerimizde karantinaya çekildik. Buna bağlı olarak beslenme alışkanlığımız, uyku düzenimiz, fiziksel aktivitemiz ve sosyal alışkanlıklarımız önemli ölçüde değişime uğradı. Uzmanların önerdiklerine göre; sosyal mesafeye dikkat etmenin yanı sıra, salgından korunmanın üç temel yolu; hijyen, sağlıklı beslenme ve yeterli uykudan geçiyor.

Vücudumuzu savunan, hastalıklarla ve virüs, bakteri gibi mikroorganizmalarla mücadele eden bağışıklık sistemimizi güçlendirmek bu süreçte koronavirüse karşı korunmak için çok daha fazla önem kazanmaktadır. Bunun yolu da “doğru beslenmeye” çıkıyor. Yanlış beslenme alışkanlıkları, kimyasal-katkılı ambalajlı gıda tüketimi, fast- food yiyecekler, şekerli- tatlandırıcılı yiyecek ve içecekler gibi gıdalar diyabet, kalp- damar hastalıkları, kanser, yüksek kolesterol, obezite gibi birçok hastalığa davetiye çıkarmakla beraber, savunma bağışıklık sistemimizi de olumsuz yönde etkilemektedir. Bağışıklık sisteminin güçlü olması için uzun vadede doğru beslenmeyi yaşantımıza dahil etmemiz gerekir. 

Evlerimizde olduğumuz bu süreci, yaşam biçimimizi ve beslenme alışkanlığımızı düzenlemek için fırsata dönüştürebiliriz.

Bağışıklık Kalkanını Besinlerle Güçlendir

Savunma sistemimizin doğal öldürücüleri olan antioksidandan maddelerden zengin beslenme, bağışıklık sistemimizi güçlendirirken, enfeksiyon hastalığı riskini de azaltır.

C Vitamini; yüksek antioksidan etkisi ile zararlı maddelerin vücuttan atılmasını sağlar ve bağışıklığımızı güçlendirir. Bu arada bağırsaklardan demir emilimini de arttırır. Kuşburnu, soğan, yeşilbiber, kırmızıbiber, maydanoz, tere, roka, brokoli, karnabahar, ıspanak, portakal, limon, mandalina, kivi gibi besinler en güçlü C vitamini kaynaklarıdır.

D Vitamini; bağışıklık sistemi ve sağlıklı kemik yapısı üzerinde etkilidir. Anti-kanser özelliğine sahip D Vitamini depresyon ve insülin direncini kırıcı etki gösterir. En önemli kaynağı güneş olmakla birlikte D Vitamininden zengin besinlerin başında somon balığı, yumurta ve süt gelmektedir.

E ve A Vitaminleri; vücudumuzda metabolik faaliyetler veya enfeksiyonların etkileriyle açığa çıkan serbest radikallerle savaşan önemli antioksidanlardır. Fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, zeytinyağı gibi sıvı yağlar, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller E vitamininden zengindir. A vitamini ise yumurta, süt, balık, ıspanak, portakal, havuç, yeşilbiber, kayısı, sarı- turuncu- yeşil sebze ve meyvelerde bol miktarda bulunmaktadır.

K vitamini; kemik ve kalp sağlığında önemli bir yere sahip olan K vitamini A-D-E vitamini gibi yağda çözünen vitaminlerdendir. Yağlarla birlikte bağırsaklardan emilirler. Marul, lahana, ıspanak, brokoli, brüksel lahanası gibi yeşil yapraklı sebzeler, zeytinyağı gibi sıvı yağlar, ada çayı, turpgiller K vitamini açısından zengin besinlerdir.

Çinko; özellikle mevsim geçişi yaşadığımız bu günlerde beslenmemizde bulundurmamız gereken, serbest radikallerin vücuda verdiği hasarı önlemede ve bağışıklık mekanizmasını kuvvetlendirmede etkili oldukça yararlı bir mineraldir. İmmün sistemi güçlendirir, metabolizmayı arttırır, kişinin kendisini enerjik hissetmesini sağlar. Et, hindi eti, karaciğer, kuru baklagiller, deniz ürünleri (balık, karidesi, istiridye), kabak çekirdeği, ayçiçeği çekirdeği, rüşeym (buğday tohumu), susam, fındık, badem, ceviz, fıstık gibi besinlerde bulunur.

Zerdeçal; antioksidan etkisi yüksek ve savunma sisteminin en etkili ajanlarındandır. Özellikle viral enfeksiyonlardan korunmak için yemeklere eklenebilir.

Propolis; arıların bitkilerin yaprak, sap ve tomurcuklarından topladıkları güçlü anti-viral ve anti-bakteriyel etkilere sahip arı ürünüdür. Enfeksiyonlara yakalanma riskini azaltır. Doğal antibiyotik etkisi gösterir. Arı sütü ise bağışıklık değerlerini yükseltir.

Mutlu Bağırsaklar Güçlü Bağışıklık

Hastalıkların kontrolünde güncel bir tedavi alternatifi olan sağlıklı bağırsak florası, prebiyotik ve probiyotik gibi ürünlerle bağışıklık sistemimizin güçlenmesinin yanı sıra, vücudumuzun yenilenmesinde (onarımında) ve kilo kontrolü sağlamada önemli rol oynar. Kefir, peynir, ev yapımı yoğurt ve sirke, turşu, şalgam gibi fermente gıdalar önemli probiyotik kaynaklarıdır. Bu gıdalara hassasiyeti olanlar, eczanelerden güvenilir markaların satışa sunduğu takviye probiyotikleri tüketebilirler. Pırasa, yer elması, bamya, enginar, kereviz, soğan, sarımsak, kuşkonmaz, fasulye, mercimek, bezelye, nohut, tam buğday, yulaf, karabuğday, arpa, kepekli pirinç, ceviz, badem, fındık, ketentohumu, zeytin, muz, çilek, elma prebiyotik kaynaklarıdır. Ayrıca bağırsak florası üzerine olumlu etkileri olan ekşi mayalı ekmeği her gün tüketmeye özen göstermeliyiz. Bağışıklık üzerine olumsuz etkilerinden dolayı, şekerli yiyecekleri tüketmekten kaçınmak, en aza indirgemek gerekmektedir.

Düzenli ve Yeterli Uykuyla Yenilen

Yaşamın devamı için gerekli olan uykunun yeterli, düzenli ve doğru zamanlı olması vücudumuzun yenilenmesi, onarımı ve bağışıklık sisteminin güçlenmesinde oldukça önemlidir. Yetersiz ve zamansız uyku, vücudumuzda stres hormonlarını arttırırken, kan kortizol seviyesinin de yükselmesine neden olur. Bu durum çalışma kapasitemizi olumsuz yönde etkiler, kan şeker düzeyimizi dengesizleştirir (arttırır / azaltır) ve vücudun yenilenmesi, onarılması aksar. Sağlıklı bir uyku için gece yarısından 1-2 saat evvel (en geç saat 23.00 veya 24.00’de) yatıp, günde ortalama 7 saat uyumak gerekir.

Hareket et

Koronovirüs hastalığının (Covid-19 salgını) olumsuz yönde etkilediği bir diğer konu, günlük fiziksel aktivitelerimizdir. Evlerde olduğumuz bu zamanlarda beslenme ve uyku düzenimizi iyileştirmenin yanı sıra evde fizyolojimize uygun çeşitli aktiviteler yapmak mümkündür. Pilates, dans etmek, yoga yapmak, hafif- orta ağırlıktaki fiziksel aktiviteler bedensel hareketle enerjimizi dengeler, zinde ve mutlu hissetmemizi ve kilo kontrolünü sağlar. Bedenimizin el verdiği ölçüde hareketle kalalım, evde kalalım.

Diyetisyen ve Yoga Eğitmeni Nursel Keklik

Kışın Metabolizmayı Hızlandırma Yöntemleri ile Fazla Kilolardan Kurtulmak Mümkün

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Next Post

Hemofili Nedir?

Per Oca 21 , 2021
Vücudumuzda kazalardan, cerrahi girişimlerden veya travmalardan sonra, bazı kişilerde ise kendiliğinden gelişen her türlü kanamanın beklenen zamanda durmaması ile kendini belli eden hastalıklara hemofili veya doğuştan kanama-pıhtılaşma bozukluğu ismi verilmektedir. Tıbbi olarak Hemofili; kanda pıhtılaşmayı sağlayan ve faktör adı verilen proteinlerin, doğuştan itibaren eksikliği veya yokluğu sonucu pıhtılaşma görevini tam […]
hemofili

Recent Post