Herkes özgüvenli olmak ister. Bu özellikle de ebeveynlerin çocuklarında görmek istedikleri bir özelliktir. Gerek iş gerekse sosyal yaşantımızda çok önemsediğimiz, başarıya giden yolun basamağı olarak görülen özgüven nasıl kazanılır?
İnsan, kendisini, başkalarının onu gördüğü gibi görme eğilimindedir. Genellikle kendi yeteneklerimizi başkaları ile kıyaslarız. Bu yolla kendimiz için bir değer yargımız oluşur. Dolayısıyla özgüven kendimizi nasıl gördüğümüz ve kendimize ne denli değer verdiğimiz anlamına gelir. Bu durum küçük yaşlarda oluşmaya başlar. Çocukların kendilerine olan saygısı ise ona verilen değer, istenme duygusu ve gösterilen sevgi ile şekillenir. Bu duygu çocuk büyürken ailenin, yakın çevrenin, eğitmenlerinin tavrı ve çocukla kurdukları ilişkiyle şekil alır. Bu nedenle çocuklar için yetişkinlerin ona gösterdiği davranışlar ve geri bildirimler, çocukta özgüven oluşumunda önemlidir.
Özgüven nasıl kazanılır?
Yetişkinlerden aldığı geri bildirimler kadar çocuğun değer verdiği alanlarda başarılı olduğunu kendisinin fark edebilmesi de gerekir. Bunun için de kendisini bir başkasıyla kıyaslayabilmelidir. Fakat çocuk tek bir alana yönelmişse o alanda yaşayabileceği en ufak bir başarısızlık yıkıcı olabilir. Oysa farklı alanlarda da kendisini kıyaslayabilme şansı olan çocuk özgüven şansını da artırır.
Özgüvenin bireyin zekâ seviyesi ile ilişkisi yoktur ancak eğitim sistemi çok önemlidir. Yetişkinlerden ve eğitmenlerden gelen olumlu geri bildirimler büyük önem taşır. Fakat bu gibi durumlarda kimi zaman birey tek bir özelliğine odaklanarak onu ön plana çıkarmaya çalışabilir. Örneğin; sadece zekâsını ya da sadece güzelliğini gündeme getirebilir.
Öte yandan başkalarıyla kendini kıyaslama, kişinin kendini yükseltebilmek için kendinden daha aşağıda kalanlarla kendini kıyaslamasına sebep olabildiğinden yanıltıcı sonuçlar doğurabilir.
Sık sık eleştirilmek, özgüvenin ve benlik saygısının düşmesine neden olur.
Özgüven kazanabilmek için eksikliğin nedenini bilmek önemlidir. Ebeveynin aşırı korumacı, onaylayıcı ya da tam tersi cezalandırıcı tutumu, eğitim sistemi, medya vb. kendine güvene güveni olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, ulaşılması imkansız hedefler, kendinizi kıyasladığınız zaman özgüveninizi düşürecek kahramanlar, filmler, medya gibi kanallarla sunulurlar. Bu konularda dikkatli olmak ve özgüveni sarsan sorunu bulunca onunla yüzleşmek gerekir.
Zeka, fiziksel görünüm, bilgi özgüveni etkileyen özelliklerdir. Eğer çocuklarımızı yetiştirirken olumlu geri bildirimler yapar, onları sevgimizi verir ve onları oldukları gibi kabullenirsek özgüvenin de temellerini atmış oluruz.
Erişkinlerde yaşanan özgüven problemlerinde bireyin öncelikle kendi değerini saptaması ve farkında olması gerekir. Bunun için kişi güçlü ve zayıf yanlarını bilmelidir. Sonraki adımsa güçlü yönlerine odaklanmak olmalıdır. Geleceğe dair net ve doğru hedefler koymalı, geçmişte yaşadığı yanlışları hata olarak değil, deneyim olarak görebilmelidir. Kendini rakipler ya da ideal kişilerle değil, kendi geçmişiyle kıyaslayıp, ne kadar ilerlediğini görebilmelidir.
Bu konu önemlidir zira özgüveni azalan ya da az olan bireyler bunu kamufle etmek için çeşitli yollar geliştirirler. Bunlar bazı şeyleri abartma ya da aşırı nezaket olabileceği gibi özgüven azlığı bencillik ve narsizme de dönebilir. Bu nedenle çocukluktan itibaren doğru yaklaşım çok önemlidir. Yetişkinlikte yaşanan özgüven problemlerinde de öncelikle probleminin kaynağının tespiti, çözüme giden yoldur.
Prof. Dr. Bengi Semerci