Vücudumuzda tüm organların bir işlevi ve vazgeçilmez görevleri var. Ancak kalbin yeri başka. Kalp adeta hayatın aynası. Kalbin sağlığı ya da sağlıksızlığı bu aynanın yansıttığı görüntülerden kaynaklanıyor. Kalbimiz kıymetli ancak çoğu zaman onun kıymetini takdir edemeden yaşayabiliyoruz. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Dağdelen, insanın kalbine yapacağı en büyük iyiliklerin başında diyetine dikkat etmenin geldiğini, beslenmeyi düzenleyerek koroner arter hastalıklarından ölüm riskinin yüzde 30-60 oranında azaltılabildiğini belirterek, kalbimize verdiğimiz 11 zararı şöyle sıralıyor:
1. Geç kalkıp geç yemek.
2. Acıkmadan yemek.
3. Yatmadan önce yemek.
4. Kötü beslenmek.
5. Sürekli oturmak, hareketsiz kalmak.
6. Spor yapmamak.
7. Sürekli aşırı strese maruz kalmak.
8. Yağ dokusu artışı ile kilo almak.
9. Aşırı alkol tüketmek.
10. Sigara içmek.
11. Kalbimizi bir şikayet oluncaya kadar hiç aklımıza getirmemek.
Kalp sağlığı konusundaki bilinç düzeyinin hala istenilen seviyeye gelmediğini, bu konuda yanlış bilinenler olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sinan Dağdelen, kalp hastalıkları konusunda en çok merak edilen soruları şöyle yanıtlıyor:
Hangi belirtiler arka arkaya gelirse kalbimiz için doktora gitmeliyiz?
Özellikle göğüs ağrısı, göğüste sıkışma, tıkanma veya yanma gibi belirtiler kalp damar hastalıklarının erken belirtileri olabilir. Bu şikayetler göğüste sağda veya solda, kollarda, mide üzerinde, boyunda veya çeneye doğru olabilir. Bunun yanı sıra erken yorulmak, nefes darlığı veya nefes alamama hissi, fenalık hissi, boğulur gibi olmak, çarpıntı veya ritim düzensizliği, baygınlık hissi ve gece uyandıran tıkanma hisleri bir kalp hastalığı belirtisi olabilir.
Ailemizde kalp hastası olmasa da kalbimizle ilgili ilk kontrolü kaç yaşında yaptırmalıyız?
Erkeklerde 40 yaşından sonra, kadınlarda ise 50 yaşından sonra kalp kontrolü yaptırmak gerekir. Ancak kişinin ailesinde ve birinci derece bir yakınında erken bir kalp hastalığı hikayesi varsa, diyabet veya hipertansiyon varsa, çok yüksek kolesterol değerleri varsa bu kontrollerin 30lu yaşlarda yaptırılması önemlidir.
Boyumuz ve kilomuza bakarak kalbimizin sağlıklı olduğunu söylemek mümkün müdür? Hafif veya orta şişmanlık da kalbe yük müdür?
Yağın karın bölgesinde toplanmasıyla karakterize olan yağ birikimi, koroner arter hastalığı riski açısından çok daha önemlidir. Beden kitle indeksi (kilo / metre olarak tanımlanan boyun karesi) ile mortalite (ölüm) arasında doğrusal bir ilişki vardır. Beden kitle indeksinin 25 kg/m2 altında olması normal kabul edilir. 25-30 kg / m2 arası kilo fazlalığı, 30 kg / m2 üzeri ise obezite kabul edilir. Artmış bel / kalça oranı yani abdominal obezite, koroner arter hastalığı riskini özellikle artırıyor. Erkeklerde 0.9, kadınlarda 0.8 altındaki bel kalça oranı normal kabul ediliyor.
Kalp kontrollerini sağlıklı olduğu varsayılan bir kişi kaç yılda bir yaptırmalı? Neler yaptırmalı?
Bir sağlıklı kişinin erkekte 40 ve kadında 50 yaşından sonra düzenli kalp kontrolleri yaptırması gerekir. Bu kontroller düşük riskli kişilerde her iki yılda bir, yüksek riskli kişilerde ise her yıl yapılmalıdır. Çünkü bir önceki veriler artık geçmişte kalmıştır ve bu süre zarfında metabolizma değişebilir ve bazı hastalıklar başlayabilir.
Ailesinde kalp hastalığı olan bir kişi ne kadar zamanda bir kontrole gitmeli? Hangi testler yapılmalı?
Birinci derece bir yakınında kalp damar hastalığı olan kişiler 30 yaşından itibaren ilk kontrollerini yaptırmalıdır. Kardiyak risk oranlarını gözden geçirmeli ve riskini yükselten fiziksel, diyetsel, yaşam alışkanlıkları ile ilgili veya kan tahlilleri ile ilgili bozukluklar için erkenden tedbir almalıdır.
Kalp sağlığı konusunda yapılmış yeni bilimsel çalışmalarda neler var?
2009 yılı sonunda yayınlanan JUPITER isimli büyük bir araştırma çok önemli bilgiler edinmemize neden olmuştur. Bu çalışmanın sonucu şöyle oldu:
Çalışmaya alınan ve statin dediğimiz kolesterol ilacını içeren ve 17 binden fazla hastada yapılan araştırmada, bir gruba bu ilaç verilirken, diğer gruba ise hiçbirşey verilmiyor. Kolesterol ilacı verilen grubun başlangıçtaki kolesterolleri tamamen normal bulunuyor. Kanlarında CRP maddesi yani inflamasyon göstergesi yüksek bulunuyor ve beş yıl boyunca takip ediliyor. İlaç almayanlarda ise şu bulgular elde ediliyor:
Kalp krizi iki buçuk kat daha fazla.
Beyin felci iki kat daha fazla.
Damar tıkanıklığı ameliyat girişimi gereksinimi iki kat daha fazla.
İlaç almayanlarda, kriz, felç, kalp damar hastalığından ölüm iki kat daha fazla.
Bütün ölüm nedenleri ise 1,25 kat daha fazla.