Ateşli Havale (Febril konvülsiyon)

Genellikle 6 ay-6 yaş arası santral sinir sistemi dışı enfeksiyonlara bağlı ateş yükselmesi sonucu ortaya çıkan “ateşli havale (febril konvülsiyon)” denir. Toplumumuzda 5 yaşına kadar olan sağlıklı çocukların %2 ile 5’inde bir veya daha fazla ateşli havale görülmektedir. Erkek çocuklarında kızlara göre daha sık görülmektedir.

Nöbetlerin başlangıç yaşı vakaların %90’ında ilk üç yaşta, %4’ünde 6 aydan önce, %6’sında 3 yaşından sonra görülür. En sık 18-24 ay arası gözlenir. 6 aydan önce ve 6 yaştan sonra görülen ateşli havaleler dikkatli araştırma gerektirir. Genellikle üst solunum yolu viral enfeksiyonları, nadiren gastroenterit esnasında ortaya çıkan ateş sınırlandırılamayıp henüz tam olgunlaşmamış çocuk beyninde anormal elektriksel deşarja, klinik olarak da tüm vücutta kasılma ya da pelteleşme şeklinde kısa süreli bilinç kaybının olduğu tabloya yol açmaktadır.

Nadiren ilk nöbette febril status dediğimiz bir saatten uzun süren nöbet tablosu görülebilir. Ya da nöbet fokal (vücudun tek tarafında) izlenebilir. Bu durum altta yatan nedenin daha ciddi bir beyin sorunu olduğunu düşündürür.

Çocukluk çağının en sık görülen nöbet tipidir.

En erken 1. ayda görülür. Çocukların %50’sinde ilk 2 yılda başlar, 6 ay ile 5 yaş arasında en sık görülür ve pik yaptığı dönem 18 aydır. 7 yaş üzerinde nadirdir.

Ateş sıklıkla 38.5 derecenin üzerindedir.

Febril nöbet geçiren çocuklarda ateşin yükselmesine yol açan en sık nedenler;

  • Üst solunum yolu enfeksiyonları,
  • Kulak iltihabı,
  • Tonsillit,
  • Döküntülü hastalıklar (En sık 6. hastalık)
  • İdrar yolu enfeksiyonudur.

İshallerle birlikte FK görülme sıklığının düşük olduğu bulunmuştur.

Febril nöbetlerde ateş %80 viral nedenlere bağlıdır.

Neden Febril Nöbet geçirilir?

Nedeni tam olarak bilinmemektedir. Genetik yatkınlığın önemli rol oynadığı düşünülmektedir. Ailede FK öyküsü olması ilk ve tekrarlayan FK için kesin risk faktörüdür. Kardeşler ve anne-babada FK öyküsü olduğunda risk 2 kat artmaktadır.

FK’lu çocukların annelerinde ateşsiz nöbet ve epilepsi görülme oranı, normal popülasyondan daha fazladır.

Diğer ileri sürülen nedenler; sitokinler, nörotransmitter adı verilen maddeler, ısı düzenlemesindeki bozukluklar, sinir sistemi olgunlaşmasında gecikme, çinko ve demir eksikliğidir.

Klinik bulgular nelerdir?

Sıklıkla kısa süreli, tüm vücutta kasılma ve gevşeme (jeneralize tonik-klonik), hastanın pelte gibi olduğu (atonik),nadiren vücudun belli bölgelerinde kasılmalar ile giden (Parsiyel) nöbetler şeklinde ortaya çıkar. Çoğunlukla birkaç dakikada keniliğinden durur. Nadiren belli bir bölgeden başlayarak tüm vücuda yayılabilir. Başlangıçda ağlama, bilinç kaybı ve kaslarda sertleşme, solunum duraklaması görülebilir. Daha sonra yüz ve ekstremitelerde tekrarlayan sıçramalar görülebilir.

Nöbet özelliklerine göre basit ve komplike olmak üzere 2 tipe ayrılır.

Febril Konvülsiyonda tanı nasıl konulur?

Febril nöbetlerde tanı öykü ve muayene ile konur. Ateşin özellikleri, derecesi, eşlik eden diğer belirtiler, ayrıntılı nöbet öyküsü nörolojik gelişim ve ailede ateşli veya ateşsiz nöbet, epilepsi öyküsü önemlidir.

Elektroensefalografi (EEG): FK’lu çocuklarda sıklıkla EEG çekilmektedir. Ancak tanı değeri sınırlıdır ve FK’ya özgü EEG bulgusu yoktur. Rutin olarak yapılması önerilmemektedir. Basit FK’da %60 normaldir. Komplike FK’da ise öncesinde nöromotor gelişim bozukluğu ve ailede FK öyküsü olanlarda nadiren EEG anormalliği saptanabilir.

EEG dalgaları ateş ve viral enfeksiyonlarda etkilidir. Bu nedenle Febril nöbet geçiren hastalarda EEG nöbetten 7-10 gün sonra çekilmelidir. Basit FK’da bilgisayarlı beyin tomogrofisi (BBT) ve Manyetik Rezonans (MRG) gereksizdir. Ancak kafa içi basıncı artması, fokal nörolojik bulgular varsa, komplike FK’da nörolojik bulgu varsa ve febril status epileptikus sözkonusu ise BBT veya MRG yapılabilir.

“Reflekstir” Deyip Hafife Almayın, Epilepsi Olabilir!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Next Post

Diş gıcırdatma tedavisi

Çar Eyl 20 , 2023
Beykent Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Selin Gaş, halk arasında ‘diş gıcırdatma‘ ya da ‘diş sıkma‘ olarak bilinen bruksizm rahatsızlığıyla ilgili açıklamalarda bulundu. ‘Bruksizmin; uyku sırasında görülen istemsiz, ritmik ve fonksiyon dışı diş sıkma ve gıcırdatma ile karakterize parafonksiyonel bir alışkanlık olduğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Gaş, bu […]
Diş gıcırdatma tedavisi

Recent Post