Gül Hastalığı (Rozasea) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Gül Hastalığı (Rozasea) Nedir?

Rozasea hastalığı yüzde, burun ve göz-kirpik dipleri gibi yağ bezlerinin yoğun olduğu bölgelerde, kızarıklık ve küçük cilt lezyonları şeklinde gözlenen bir cilt rahatsızlığıdır. Ortaya çıkan bu semptomlar haftalarca veya aylarca sürebilir ve belirli zamanlarda şiddetini artırarak alevlenebilir. Alevlenmeler genel olarak bir döngü halinde ortaya çıkar. Bazı durumlarda ise vücuttan bir süreliğine kaybolabilir. Rozasea, çeşitli akne formları ve diğer cilt hastalıkları ile karıştırılabilir. Gül hastalığının 4 temel türü vardır. Her türün ise kendine göre alt semptomları bulunur. Bireyler, aynı anda rozasea hastalığındaki birden çok semptoma sahip olabilirler. Gül hastalığının farklı türleri şu şekilde sıralanabilir.

  • Eritematöz-telenjiektazik (ETR): Rozasea hastalığının ETR olarak adlandırılan birinci türünde yüzde kızarıklık ve görünür kan damarlarının ortaya çıkması söz konusudur.
  • Akne rozasea: Gül hastalığının bu tipi akne ve sivilceler ile ilişkilidir. Genel olarak orta yaşlı kadınları etkiler.
  • Rinofima: Burundaki derinin kalınlaşması kendini gösteren gül hastalığındaki nadir formlardan biridir. Genellikle erkeklerde görülür ve rozasea hastalığının başka türleri ile birlikte gözlenebilir.

Oküler rozasea: Oküler gül hastalığı olarak bilinen bu tip, semptomlarını genel olarak göz çevresinde gösterir.

Gül Hastalığı Neden Olur?

Rozasea hastalığı için güncel tıbbi bilgiler ışığında net bir sebepten söz edilemez. Fakat bazı faktörlerin bu hastalığı tetikleyebileceğinden şüphelenilir. Çevresel faktörler, bağışıklık sisteminin aşırı aktifleşmesi gibi durumlar gül hastalığını tetikleyebilir. Gül hastalığı nedenleri ise şu şekilde listelenebilir:

  • Kan damarında oluşan anormal durumlar: Kan damarlarının duvar yapısında yer alan birtakım farklılıkların sonucunda, rozasea hastalığında görülen kızarıklık ve telenjiektazi gibi lezyonların ortaya çıkabildiği bilinir.
  • Demodex (deri akarı): Bir mikroorganizma olan Demodex folliculorum, deri üzerinde yaşamını sürdürürek beslenir. Gül hastalığına yakalanan insanlarda bu mikroorganizmanın topluma göre çok daha fazla görüldüğü belirtilir. 
  • Helicobacter pylori: Bir bakteri türü olan Helicobacter pylori, mideye yerleşerek peptik ülser gelişiminden sorumludur. Aynı zamanda bu bakteri, kan damarlarının genişlemesine ve kanda bradikinin adlı bir maddenin artmasına yol açarak rozasea hastalığının ortaya çıkmasına da sebep olabilir.
  • Genetik faktörler: Rozasea hastası kişilerde, çoğunlukla gül hastalığı geçiren bir akraba veya aile bireyi bulunur. Uzmanlar, bu hastalık için genetik etmenlerin de önemli bir konuma sahip olduğunu belirtirler.

Yukarıda yer alan temel mekanizmalar sonucunda, bireylerde değişken formlarda rozasea hastalığı oluşabilir. Bununla birlikte, yaşam tarzındaki bazı özellikler de gül hastalığının klinik gidişatında etkilidirler. Rozasea hastalığının şiddetlenmesine neden olabilen tetikleyici faktörler ise aşağıdaki gibidir:

  • Fazla baharatlı yiyecek ve acı gıda tüketimi
  • Sıcak kahve veya çay içmek
  • Sinnamaldehit içeren ürünler tüketmek
  • Güneş ışığına maruz kalmak 
  • Duygudurum değişiklikleri
  • Alkollü içecekler
  • Kozmetik ürünler

Gül hastalığı genel olarak erkek ve kadınlarda 30-50 yaş aralığında görülür. Ayrıca açık tenli, mavi gözlü ve sarışın kişilerde daha sık görüldüğü yönünde veriler mevcuttur. Kadınların erkeklere göre bu hastalığı geliştirme olasılığı daha yüksektir. Bununla birlikte, erkeklerde gelişen gül hastalığının semptomları daha şiddetli geçer.

Gül Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Rozasea hastalığının belirtileri kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Gül hastalığı açık tenli kişilerde çok daha sık rastlanır bir durumdur. Rozasea hastalığının bu cilt tonlarında fark edilmesi ve teşhis konulması ise daha kolaydır. Rozasea hastalığının her alt tipi kendi arasında farklılık gösterir. Gül hastalığına ait tüm belirtiler şu şekilde özetlenebilir:

  • Cilt renginde kalıcı değişiklik: Bu durum, toplum içerisinde geçmeyen bir güneş yanığı olarak benzetilebilir. Asıl olarak cildin yüzeyinde bulunan küçük kan damarları genişlediğinde ortaya çıkar.
  • Deride kalınlaşma: Yangısal ve çeşitli mekanizmalara bağlı olarak vücutta gül hastalığı sebebiyle kalınlaşmalar ortaya çıkabilir. Bu kalınlaşma, özellikle burun derisinde görülür ve erkeklerde kadınlara göre daha sık gözlemlenir. Rinofima türünün belirtiler arasında da yer alır.
  • Ciltte oluşan yanma hissi: Ciltte gül hastalığı nedeniyle ortaya çıkan kızarıklıklar, yanma tarzı bir ağrı oluşumu ile kendini gösterebilir.
  • Yüz çevresinde sivilceler: Birçok bireyde, yüzde gül hastalığı neticesinde sivilceler gelişir. Fakat bu sivilceler normal sivilcelere göre daha büyüktür ve içerisinde irin bulundurabilir.
  • Gözde kızarıklık ve tahriş: Rozasea hastalığına sahip bazı bireylerde, gözlerde sulanma veya kanlanma tarzında şikayetler olabilir. Ek olarak, göz kapaklarında kızarıklık ve şişkinlik de tarif edilebilir. Göz fonksiyonlarına net bir etkisi olmamakla birlikte nadiren görme problemlerine yol açabilir.
  • Ağ tarzındaki belirgin damarlar: Örümcek damarı veya telenjiektazi olarak bilinen bu kan damarları genel olarak yanaklarda ve yüzün merkezi kısımlarında görülür.

Yukarıda açıklanan temel belirtiler, gül hastalığının klinik formuna göre değişkenlik gösterebilir. Bu nedenle, farklı rozasea çeşitleri ile gözlemlenen semptomların gruplandırılarak incelenmesi de faydalı olabilir. 
Akne rozasea alt türüne ait belirtiler ise şu biçimdedir:

  • Sivilceye benzeyen irinli şişlikler ve yüzde aşırı kızarıklık
  • Yağlı ve hassas cilt
  • Ciltte görülen lekeler ve yüzeyel damarlar

Rinofima formunda gözlenen semptomlar ise aşağıdaki gibidir:

  • Engebeli ve pürüzlü bir cilt dokusu
  • Özellikle burun yüzeyinde cilt kalınlığının artması
  • Yanak ve kulak bölgelerinde deri kalınlaşması
  • Büyük cilt gözenekleri

Oküler rozasea belirtileri ise şu şekildedir:

  • Kızarık ve sulu gözler
  • Gözde oluşan yanma ve batma hissi
  • Göz kuruluğu ve kaşıntı
  • Gözlerde ışık hassasiyeti
  • Göz kapaklarında belirgin damarların ortaya çıkması

Gül Hastalığı Tedavisi

Gül hastalığının tedavisinde belirti ve semptomlara odaklanılır. Bu durumda cilt bakımı ve reçeteli ilaçlar önemli ölçüde rol alırlar. Tedavilerin süresi genel olarak belirti ve semptomların şiddetine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Hekiminiz, bireysel özelliklerini ve rozasea hastalığına yönelik aktif şikayetlerinizi göz önünde bulundurarak uygun bir tedavi planı belirler. Etkili tedavi yönteminin bulunabilmesi için ise doktorunuz tarafından farklı tedavi şekillerinin denenmesi gerekebilir. Gül hastalığında güncel olarak kullanılan tedavi yöntemleri ise aşağıdaki gibidir:

  • Kızarıklık giderici ilaçlar: Hafif veya orta dereceli gül hastalığında reçete edilen ilaç türüdür. Kızarık cilde uygun zaman aralıklarında sürülmesi için jel veya krem şeklinde verilir.
  • Ağızdan alınan antibiyotikler: Orta derecedeki rozasea tedavisi için ve özellikle belirgin akne şikayetlerinin bulunduğu durumlarda doksisiklin içeren antibiyotikler reçete edilebilir.
  • Akne ilaçları: Cildiniz diğer tedavi yöntemlerine yanıt vermediği zaman bu yönteme başvurulur. Çok şiddetli geçen gül hastalığınız var ise izotretinoin etken maddeli ilaç tedavisi önerilebilir. Bu tedavi öncesinde, doktorunuz tarafından karaciğer sağlığınıza yönelik birtakım kan testlerini yaptırmanız istenebilir. Ek olarak, tedavi boyunca da düzenli olarak doktor kontrollerine gitmeniz istenir. Sivilce ve diğer cilt lezyonlarının giderilmesinde etkili bir yöntemdir.
  • Lazer tedavisi:Lazer tedavisi dışarıdan belirgin kan damarlarını daha az görünür hale getirmeye yardımcı olur. Lazer tedavisi özellikle açık tenli kişilerde verimli sonuçlar alınmasına destek olur. Bu tedavinin sonucunda net etkinin gözlenebilmesi için bir miktar süre geçmesi gerekir. Bu süreçte cildinizi korumak için ise çeşitli ilaçlar ile tedavi almanız önerilebilir.

Gül Hastalığı Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Gül Hastalığına Ne İyi Gelir?Rozasea hastalığı için uygulamanız tavsiye edilen yöntemler şöyledir:

  • Her gün düzenli olarak güneş koruyucusu kullanın.
  • Isı ve güneş ışığına maruz kalmayın.
  • Soğuk ve rüzgarlı havalarda cildinizi koruyun.
  • Hassas ciltler için hafif düzeyde nemlendiriciler kullanın.
  • Göz kapaklarınızı gün içerisinde düzenli olarak temizleyin.

Gül Hastalığı Olanlar Nelere Dikkat Etmeli?Rozasea hastalığında dikkat edilmesi gereken unsurlar aşağıdaki gibidir:

  • Alkolden uzak durun.
  • Baharatlı yiyecekler yemeyin.
  • Aşırı sıcak içecekler tüketmeyin.
  • Koşmak gibi ağır aerobik egzersizler yapmayın.

Gül Hastalığı Bulaşıcı Mıdır?

Güncel tıbbi bilgilere dayanarak, gül hastalığının bulaşıcı olmadığı söylenebilir. Rozasea oluşumunda, birtakım mikroorganizmaların da etkili olduğu öngörülmekle birlikte temelde inflamatuvar faktörlerin rol oynadığı belirtilir. Bununla birlikte, rozasea hastalığına sahip bireyler için uygun cilt temizliği uzmanlar tarafından önemle tavsiye edilir.

Gül Hastalığı Kalıcı Mıdır?

Rozasea, cildi etkileyen kronik bir hastalıktır. Bununla birlikte, çeşitli tedavi yöntemleri sayesinde semptomlarda hafifleme sağlanarak bireylerin günlük yaşam konforuna destek olunur. Tedavi almayan bireylerde ise, tetikleyici faktörlere bağlı olarak belirtiler belli dönemlerde ilerleyerek kişilerde probleme yol açabilir.

Gül Hastalığı Karaciğer Problemleri İle İlişkili Midir?

Dermatolojik bir hastalık olan rozasea, karaciğer fonksiyonları ile doğrudan ilişkili değildir. Bununla birlikte, yapılan bazı araştırmalarda rozasea ile yağlı karaciğer hastalığı gibi bazı problemler arasında birtakım mekanizmalar yoluyla bağlantılar bulunduğu bildirilir. Ek olarak, gül hastalığı tedavisinde kullanılan farklı ilaçlar da uygun şekilde alınmadıklarında karaciğeri etkileyebildiklerinden ötürü düzenli doktor muayenesi önerilir.

Gül hastalığı (rozasea), her bireyde farklı klinik formlar ile gözlenebilen kompleks bir cilt problemidir. Tedavide ise bireyin aktif şikayetlerine ve hastalığın şiddetine göre özgül bir program belirlenir. Tedaviden verim alınabilmesi için günlük alışkanlıklarda da bazı noktalara özen gösterilmesi ve birtakım davranışlardan kaçınılması önerilir. Tedavi sırasında, doktorunuzun tavsiyelerine önem göstermeli ve ilaçlarınızı uygun dozlarda almalısınız. Herhangi bir ek ilaç kullanıyor iseniz, bunları da doktorunuza danışmanız gerekir. Rozasea hastalığına yönelik doğru bir yaklaşım için, size uygun bir sağlık kurumuna başvurarak doktorunuz ile görüşebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Next Post

Diyabet için insülin hapı

Çar Şub 14 , 2024
Küçük bir ilaç şirketi, diyabet hastaları için ağızdan alınabilen ve geceleri kan şekerini düşürebilen bir insülin ilacı geliştirdi. Oramed adlı küçük bir ilaç şirketi, ağızdan alınan yeni insülin ilacının, tip 2 diyabet hastalarında geceleri kan şekerini düşürmede ciddi başarı elde ettiğini açıkladı. İlacın başarısı uzmanları ağız yoluyla alınan insülinin etkisini […]

Recent Post